Sınır Açılmalı mı?

ÖNCEKİ YAZILARI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN: TÜRKİYE SINIRININ ERMENİSTAN AÇISINDAN ÖNEMİ  ve Ermenistan’ın derdi geçim sıkıntısı

TÜRKİYE ERMENİSTAN SINIRI AÇILMALI MI?

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve kapalı olan kara sınırının açılmasının önündeki en büyük engel, Türk düşmanlığı üzerine bina edilen Ermenistan politikaları ve Ermeni Diasporası faaliyetleridir. Bu düşmanlık Türkiye’dekileri olduğu kadar Azerbaycan Türklerini de yani Azerileri de içerir. Arada hiçbir fark yoktur.

Azerbaycan’ın Türkiye’den beklentileri: Dağlık (Yukarı) Karabağ’da Ermenistan’ın işgali devam ettiği sürece, Türkiye’nin Ermenistan ile diplomatik ilişki kurmaması, Türkiye-Ermenistan sınır kapılarını (kara ve demiryolu) açmaması, işgal sürdüğü sürece protokollerin TBMM tarafından onaylanmaması, Azerbaycan’ın demokratikleşmesi konusunda AGİT ve Avrupa Konseyi’nde Bakü’nün maruz kaldığı eleştirilere karşı Ankara’nın Bakü yanında tutum alması, Ermenistan’a karşı başlattığı ‘soykırım propagandası’na Ankara’nın destek vermesi, bu çerçevede, TBMM’nin Hocalı katliamını ‘insanlığa karşı bir suç’ olarak tanıdığını açıklaması.

Türkiye- Ermenistan sınır kapısının kapalı olması ve Ermenistan’ın ekonomik açıdan çok zorlanması, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki görüşmelerde Azerbaycan’ın elini kuvvetlendiriyor. Dolayısıyla Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek büyük önem taşıyor. Türkiye Ermenistan sınırını açarsa Azerbaycan’ın ipini çekmiş olacak. Azerbaycan bunu affetmeyecek ve böylece Türkiye Azerbaycan ilişkileri tepetaklak olacak. Sınırı açma düşüncesi Azerbaycan’daki Türk aleytarları Rus sempatizanlarının da ekmeğine yağ sürmüştür. Sınır açılmadığı halde Azerbaycan’da Türke güven imajı artık kalmamıştır.

Zamanın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 11.4.2009 tarihli CHP Parti Meclisi Toplantısında bunu gayet güzel ifade ediyor: “Biz sınırı ne Ermenistan’ın Türkiye topraklarına yönelik talepleri ne de ’Soykırım İddiaları’ nedeniyle kapattık. Biz sınırı Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki işgalci durumu nedeniyle kapattık. Bu bağlamda, sınır ancak, Azerbaycan işgalinin sona erdirileceğinin güvence altına alınması halinde açılabilir. Çünkü sınırı açmanız halinde, işgal karşısında etkin bir önlem kullanma şansınız kalmamış demektir!”

Azerbaycan’la soydaşlık bağlarımız, duygusal yakınlığımız yanında ekonomik çıkarlarımız da büyük önem arz ediyor. Azerbaycan’da okumakta, çalışmakta, ticaret yapmakta olan 150 bin Türk orada çok müşkül durumda kalacaklar, çoğu geri dönmek zorunda kalacaktır. Ermenistan’la protokolün imzalandığı sırada Azerbaycan’da petrol dışı alanlarda yaklaşık 600 Türk şirketi mobilya, gıda, elektronik, turizm ile inşaat sektörlerinde faaliyet göstermekteydi. Sadece bu sektörlerin yıllık ticaret hacmi 3 milyar dolar, 3 milyar dolara yakın petrol yatırımları bulunan yaklaşık 200 şirket ile birlikte Türkiye’nin Azerbaycan ile olan ikili ticaret hacmi yıllık 6 milyar doları bulmaktaydı. Türk işadamlarının Azerbaycan’daki yatırımı 6 milyar dolar. Türkiye Azerbaycan’dan önemli ölçüde doğalgaz ve enerji alımı yapıyor. Azerbaycan’dan ithalatı 1.55 milyar dolar, Azerbaycan’a ihracatı 865 milyon dolar. Dünyada 3 milyar dolar civarındaki Azerbaycan sermayesinin 2,5 milyar doları Türkiye’de bulunmaktadır. Protokol öncesi  Türklerin ve Türkiye’nin Azerbaycan’da ticaret, istihdam ve teknoloji açılarından Rusların ve Rusya’nın yeri alma trendi U dönüşü yapmaya başlamıştır.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattının, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun, müstakbel Nabucco’nun enerji terminallerinin başındaki bir Azerbaycan’la ilişkimizin bozulması büyük sorunlar yaratacaktır. Zaten mesele de burada. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Nabucco Boru Hattı Projesi çerçevesinde Türkiye üzerinden yapılması öngörülen Azeri doğal gaz ve petrol ihracının başka bir güzergahtan yapacaktır. Aliyev Türkiye’ye şu sözlerle açıkça gözdağı vermiştir:

“Azerbaycan öz qazını dörd istiqametde ixrac edebiler: Türkiye, Gürcüstan, İran ve Rusiya. Biz bu istiqametlerin istenilen biri ile ixrac hecmini artıra da bilerik. “Qazprom” teklif edebileceyimiz bütün hecmi almağı teklif edir. Nabucco gecikerse, biz tebii ki, Qazprom“a daha çox qaz satmalıyıq. Bu, tamamile aydındır”.

Aliyev, gazını Nabucco yerine Gürcistan üzerinden Karadenize nakledebilir. Gazprom’a, yani Rusya’ya daha fazla gaz satabiliriz; bu tamamen açıktır, diyor. Türkiye’yi uyarıyor.

Süreçte aslında önemli olan Rusya ve AB/ABD’nin rolü. ABD/AB Nabucconun Ermenistan üzerinden geçmesini istiyor. Türkiye Ermenistan sınırını açarsa Azerbaycan’ın eli zayıflayacak, Ermenistan ile anlaşmak zorunda kalacak, anlaşma sürecinde Ermenistan boru hattının kendi ülkesinden geçmesi karşılığında işgal ettiği topraklardan Karabağ hariç çekilecek. Ayrıca Türkiye ve Ermenistanın anlaşması ABD’yi sözde soykırım konusunda aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık konumundan kurtaracak.

Diğer taraftan Rusya Azerbaycan ile Türkiye’nin arasını bozarak Türklerin Azerbaycan’dan kovulacağını, Türk mallarının satın alınmayacağını, ortaya çıkacak ticaret ve istihdam boşluğu eskiden olduğu gibi Rusya’nın dolduracağını umuyor. Bunun yanında yeni  boru hattının kendi ülkesi üzerinden geçmesini hedefliyor. Zira Gürcistan üzerinden Türkiye’nin Akdeniz kıyılarına taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru hattından sonra Nabucco Projesi Rusya’yı AB’ye karşı daha güçsüz bir duruma sokacak, Rusya düşmanı Gürcistan’ı güçlendirecektir.

Ermenistan üretim düzeyi, nüfusu çok düşük olan bir ülke, aynı zamanda ticaret için paraları da yok. Zaten Türk mallarını Gürcistan üzerinden ve bavul ticaretiyle ithal ediyorlar. Türkiye ile Ermenistan arasında düzenli uçak seferleri yapılıyor, isteyenler İstanbul’dan Erivan’a uçabildikleri gibi oradan da buraya gelebiliyor. Uçaklar hep dolu gidip geliyor. Yani sınırı açmakla Türkiye’nin kazancı ancak Kars açısından o da Rami Gıda Pazarı düzeyinde bile olmayacak. Sadece ticaret açısından düşünsek bile sınır kapısı açılınca kazanacağımız ile Azerbaycan’la aramızı bozarak kaybedeceğimin arasında dağlar kadar fark var. Kısaca sınırın açılması Türk mallarını daha ucuza alacağı için Ermenistan yararına  yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı Türkiye’nin ise çok büyük zararına olacaktır.

AKP, özellikle Abdullah Gül ideolojik olarak Azerilere uzaklar ve sempati beslemiyorlar. Özal’ın dediği gibi “onlar Şii biz Sünniyiz” felsefesindeler. Azerileri Arapları gördükleri gibi din kardeşi, müslüman olarak falan görmüyorlar. Azerilerin laik hayat tarzı onlar için hiç hoş bir durum değil ve onlara göre Türk halkına kötü örnek oluyor. İlham Aliyev’in resti olmasa Azerileri çoktan satmışlardı.

Sonuçta Azerbaycan ve Türkiye Ermenistan konusunda ABD, AB ve Rusya’ya daha ne kadar direnebilecekler acaba ?

Bu arada Türkiye’de yandaş medya vasıtasıyla Azeriler hakkında kasıtlı olarak bazı olumsuz propaganda yapılıyor. Özellikle Ermenistan protokolü imzalanması aşamasında bunlar protokol için gerekçe olarak gösterildi. Örneğin Azerbaycan KKTC’yi tanımıyor, Türk Vatandaşlarına vize uyguluyor gibi. Bunlar neyin nesidir gelin inceleyelim.

Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı  Hocalı katliamının 19. yıl dönümü nedeniyle Aydın Üniversitesi’nde Mart 2011 de düzenlenen konferans sonrasında bakın ne diyor:  “Azerbaycan, Ankara’ya, ” Biz KKTC’yı tanımak istiyoruz ” talebini iletti. Ancak Ankara’dan gelen cevap, ” Hayır Avrupa ile sıkıntı yaşarız ” oldu. Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımak istemesine rağmen, AKP iktidarı ” Avrupa Birliği ile aramız açılır, ciddi sıkıntı yaşarız ” diyerek özellikle Türkiye tarafından istenmediğini iddia etti.

Temmuz 2011 de Bakü’de bir grup Türk gazeteciyi kabul eden Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Ali Hasanov ise bunu başka şekilde açıklıyor:  “Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımamızı beklemeye hakkı var. Biz bunu anlıyoruz. Ama siz de bizi doğru anlamalısınız. Biz Kuzey Kıbrıs’ı tanırsak başka devletler de o noktada Dağlık-Karabağ’ı tanır. Sebep odur, başka sebep yoktur. Sizin siyasetçiler bunu iyi biliyor. Türkiye’nin içinde Ermenistan sınırını açmak isteyenler de var ama devlet açmıyor. Mesela Tansu Çiller özünü (kendini) öldürürdü sınırı açmak için. Biliriz ki, Karabağ bizim için ne kadar önemliyse Kıbrıs meselesi de Türkiye için o kadar önemlidir. Kıbrıs sizin için ne kadar önemliyse bizim için de o kadar önemlidir. Ama devletinizi yönetenler şunu çok iyi bilir ki, bugün Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs’ı tanırsa 15 devlet Dağlık-Karabağ’ı tanıyacak. Bunu koyun terazinin gözüne. Türkiye onu istemez.

Hasanov aynı görüşmede Azerbaycan’ın Türk vatandaşlarına vize uygulamasını da şöyle açıklıyor: “Türkiye ile vizenin kaldırılması İran’a bağlı. İran ‘burada 30 milyondan fazla Azeri yaşıyor’ diyor. Türkiye’ye vizeyi kaldırdığımız gün İran’a da kaldırmamız lazım. Geçen yıl biz Türkiye ile kaldırmaya hazırlanıyorduk ama İran itiraz etti, ‘Nahçıvan yolunu kapatırız’ dedi. Dolayısıyla bunlar bizim için paralel süreçler. Ama biz İran’la vizeyi kaldırmaya hazır değiliz. Devletin kendini koruma refleksi var. İran sınırından her yıl 300 tona yakın uyuşturucu geçiyor. Bunun ancak beş on tonunu yakalıyoruz.”

Bu arada hatırlatalım. Azerbaycan’ın Türk vatandaşlarına vize uygulaması oldukça sembolik. Bir kere yeşil pasaportlulara vize yok ve bir girişte 3 ay kalabiliyorlar. Mavi pasaportlular ise Bakü havaalanında cüzi bir ücret ödeyerek (10 dolar) vize alıyorlar ve bununla 2 ay kalabiliyorlar. Sadece uçak kalabalıksa biraz kuyruk oluyor. Not: 2019’da vize kaldırıldı.

DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN: 2015 TÜRKİYE’YE DAR GELECEK

YARARLANILAN KAYNAKLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN

Bülent Pakman Ekim 2010. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden yayımlanamaz, kısmen, tamamen alıntılanamaz.

Not: 4.5 yıl sonra Recep Tayyip Erdoğan bu yazı dizimizde vurgulananları teyit ederek Gül’ün Erivan’a gidip maç seyretmesi gibi yaklaşımların ‘ortamı yumuşatmayı amaçlarken karşı tarafın eline koz verdiğine ve bizim üzerimize gelmeyi sağladığına’ vurgu yaptı. Bursa’da yapılan maçtan sonra bir sonuç çıkmadığını ifade etti; ‘Ortalığı yumuşatmaya çalışarak işin içinden çıkamayız’ dedi. Bülent Pakman Mayıs 2015

Azerbaycan’da Kimlik ve Dil

Azeri diye bir millet var mı?

YANLIŞ: Türkiye’de Azerbaycan Türklerine “Azeri”, konuştukları dile “Azerice” denmektedir.  Azerbaycan resmi politikasında bu tanımlar  “Azerbaycan Halkı”, “Azerbaycanlı” ve “Azerbaycan’ca”, “Azerbaycan Dili” şeklindedir. Bunlar külliyen yanlıştır.

1. Azerbaycan bir coğrafya ismidir, millet değil, Ayrıca soyu bilinen, kendine has dili olan halklar coğrafi adlarla kimliklendirilemezler. 
2. Azeriler İran’da yaşayan küçük bir etnik topluluktur. Azeri sözcüğü, ilk defa olarak, tarihin en azılı Türk düşmanı Stalin, daha sonra ise hasta beyinli İran-Fars şovenistleri tarafından, Azerbaycanlıların Türklük şuurunu yok etmek, unutturmak için uydurulan sahte bir kimliktir. Eğer Ruslar, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde Allah korusun Anadolu ya hakim olsalardı, orada da benzeri şekilde Egeli, Karadenizli ve İzmirli diye uyduruk milletler ve kimlikle yaratmaya çalışırlardı.

DOĞRU:  “Azerbaycan Türkleri” ve “Azerbaycan Türkçesi”.

Azerbaycanlılar Türk müdür?

Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!

Bahtiyar VAHAPZADE

Azerbaycanlılar Türktür dilleri Türkçedir

Arama motorlarında bulunabilmesini kolaylaştırmak için yazılarımızda arada Azerice ve Azeri kelimeleri kullanılmaktadır.

Azerbaycan’da Türk milleti vardır, dilleri Türk dilidir

Facebook Widgets

IMG_2654

 

Bülent Pakman kimdir? 

AZERBAYCAN GÜNLÜKLERİ

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.