Dağıstan

Coğrafya

DagestanKuzey Kafkasya’da yer alan Dağıstan, adına yaraşır dağlık, tepelik arazisi ve bu araziyi nakış nakış işleyen irili ufaklı sayısız ırmağı ile dünyanın en ilginç ülkelerinden biri. Dağıstan’ın anlamı “Dağlar Ülkesi”. Rusça’da da aynı anlamında Strana Gor (страна гор) olarak nitelendirilir. Başlıca akarsuları Terek, Sulak ve Samur.

Sosyo-ekonomi

Hazar’a kıyısı olan diğer devletler gibi Dağıstan da petrol üreten bir devlet konumunda. Nehirlerden elde edilen hidroelektrik enerjisi ve birçok maden kaynakları, meyve, sebze ve balık konservesi, alkollü içecekler, halıcılık,  fabrikalar da diğer ekonomik potansiyeli teşkil ediyor. Yatırımcılar içerisinde Türkiye kökenli olanlar önemli bir yere sahiptir. Bunlar daha çok, unlu mamuller, plastik sanayi vb. hafif sanayi mamulleri üretiminde etkindirler. Rusya’nın en önemli karayollarından biri olan Rostov-Bakü yolu ülkeyi boydan boya kuşatmaktadır.

Kadınlar sosyal hayatın her alanında ve ticarette yer alıyorlar.  Kırsal kesimlerde ailelerin  birbirlerine yakın yaşaması, erkek çocukların baba evinin bahçesine kendi evlerini yaparak gelinlerin de ortak aile yaşamına katılmaları da kültürün devamını sağlayan bir yaşam tarzı olarak ortaya çıkıyor. Kadınlara saygı gösteriliyor. Rusya Federasyonundaki diğer özerk cumhuriyetler ve eski Sovyet ülkeleri gib sosyo-ekonomik açıdan büyük sıkıntılar yaşanması sonrasında Dağıstan’da gelinen noktada devlet sisteminin rüşvetçi ve köhne yapısı ile insanların işlerinde sebatkâr olmaması, ücret/iş dengesinin oturtulamaması, insanların eğitim düzeyi yüksek olmasına karşın, eğitimli insanların iş bulma şanslarının azlığı, asıl mesleklerin icra edilmesindeki sorunlar, sürekli olmayan işlerde çalışmak zorunda kalmak vb aşılması gereken sorunlar olarak görünüyor. Bunların yanında yaşamın kırsaldan şehirlere kayması ile yaşam tarzında ve yaşam kalitesinde artış göze çarpıyor.

Yakın tarih ve siyasal gelişmeleri

Rusya’nın Kuzey Kafkasya’ya ilgisi, 16. yüzyılda Kazan ve Astrahan hanlıklarını işgal etmesinden sonra, Terek nehrine doğru ilerleyerek orada askeri üsler kurması ile başlamıştır. Ancak bölgenin Rusya`nın bir parçasına dönüştürülmesi sürecinde ilk önemli adım 1722`de Çar 1. Petro’nun emriyle Rus Ordusu’nun Çeçenistan’a müdahalesi ile atılmıştır. 18. yüzyılın sonunda yeni bir ivme kazanan bu süreç 19. yüzyılda daha da genişlemiştir. Bölge halkı bu sürece 18. yüzyılda Şeyh Mansur’un yönetiminde Müridizm hareketi, 19. yüzyılda ise 1829-1859 yıllarını kapsayan İmamlar direnişi ile karşı çıktı.

Sırasıyla Gazi Muhammed, Hamzat Bey ve İmam Şamil önderliğinde sürdürülen bu direnişler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 1877-1878 tarihlerindeki Rusya-Osmanlı savaşı sonrası bölgenin tamamen Rusya’nın kontrolüne geçmesi ise yerel nüfusun önemli bir kısmının Osmanlı’ya göç etmesine sebep olmuştur. Bundan sonra da Rusya’ya karşı her fırsatta ayaklanmaya devam eden Kafkasya halkları, “abrek” adını verdikleri silahlı savaşçılarla Rus ordusuna karşı Kafkas Dağları’nda bir gerilla harbi vermekteydiler. 1900-1913 yılları arasında Çeçenistan’da ve Dağıstan’da Dağıstanlı, Çeçen ve İnguşlardan oluşan çetesiyle Ruslara karşı gerilla savaşını yürüten Abrek Zelimhan bunların en ünlülerinden biriydi.

1904-1905 Rus-Japon savaşı ve bu savaş için Kafkasya halklarından zorla asker alınması, akabinde bütün Rusya’da patlak veren isyanlar ve ihtilal hareketi Kafkasya’da da yankılarını buldu. Bu karışıklıkları takiben Çarlık rejiminin sonunu hazırlayan 1917 ihtilali Kafkasyalılara bağımsızlık fırsatını vermişti. Kafkasyalılar 8 Mart 1917’de Terekkale (Vladikavkaz) şehrinde Birleşik Kafkasya Dağlıları Birliğinin Geçici İdaresi adlı millî bir teşekkül meydana getirdiler. Bütün Kafkasya’dan gelen temsiciler Birleşik Kafkasya Dağlıları Cumhuriyetinin anayasasının temel ilkelerini belirlediler. 20 Kasım 1917 tarihinde Birleşik Kafkasya Dağlıları Geçici Hükümeti Rusya’dan ayrılarak bağımsız bir devlet kurulduğunu  duyurdu. Bolşevikler’in Rusya’da iktidarı ele geçirdikten sonra 24 Kasım 1917’de “Rusya halklarının hakları beyannamesi”ni yayınlayarak Rusya Müslümanları, Volga ve Kırım Tatarları, Sibirya ve Türkistan Kırgızları ve Sartları, Kafkas Ötesinin Türk ve Tatarları, Çeçenler ve Kafkas Dağlılarının inanışları ve gelenekleri, milli ve kültürel kurumlarının serbest olacağı vaadiyle ihtilale destek istemesi Kafkasya’da etki bulmadı.

Birleşik Kafkasya Dağlıları Geçici Hükümeti’nin Abdülmecit Çermoy ve Haydar Bammat başkanlığında heyeti Osmanlı Devletinden yardım istemek için 1918 Nisanında Trabzon’a geldi. Daha sonra Batum’da ve İstanbul’da Enver Paşa ile görüştüler. Enver Paşa’nın emriyle Azerbaycan Türklerine yardım için gönüllülerden oluşturulan Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusunun Dağıstan’a da yardıma gideceği vaadini aldılar. Kafkas İslam Ordusuna Dağıstanlı gönüllüler de 1 tümen teşkil ederek katıldılar. Kafkas İslam Ordusu hakkında geniş bilgiler ayrı bir yazımızda verilmiştir OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN.

Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti BayrağıKafkasyalılar 11 Mayıs 1918’de Abhazya, Adigey, Kabardey, Karaçay-Malkar, Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağıstan eyaletlerinden oluşan Birleşik Kafkasya Cumhuriyetini kurduklarını ilan ettiler. Bu 7 eyalet Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’nin  bayrağında 7 yıldızla temsil edilmekteydi. Çeçen kökenli Abdülmecid Tapa Çermoyev Hükümet Başkanı, Kumuk kökenli Haydar Bammatov ise Dışişleri Bakanı idiler. Osmanlı Devleti Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’ni hemen tanımakla kalmadı 8 Haziran 1918’de Batum’da imzalanan anlaşma ile Birleşik Kafkasya Cumhuriyetine askerî yardımda bulunmayı ve dış tehlikelerden korumayı da  taahhüt etti.

Osmanlı Ordusunun Kafkas tümenleriyle de takviye edilen Kafkas İslam Ordusu şiddetli çarpışmaları takiben 1130 şehit vererek 15 Eylül 1918 de Bakü’ye girdikten sonra  bu ordunun bir müfrezesi Ekim 1918 başında kuzeydeki Derbent’e ve Mahaçkale’ye girdi.  Öncesinde Osmanlı Ordusu’nda görevli Çerkes Subaylardan İsmail Berkok, Mithat Şhaplı ve Muzaffer Beyler teşkilât taburları ile dağ yolundan Kafkasya’ya ulaşmışlar, bu genç subaylar, yerli kuvvetleri organize etmeye başlamışlardı. Yeni kurulan Kuzey Kafkasya Ordusu’na komutan tayin edilen Met Çunatıko Yusuf İzzet Paşa, Kafkas İslâm Ordusu Kumandanı Nuri Paşa ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Abdülmecid Çermoy Beyaz Ruslardan temizlenen Derbent’te bir araya geldiler. 13 Ekim 1918 günü yapılan büyük merasimden sonra top sesleri arasında Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin yedi yıldızlı bayrağı şehrin burçlarına çekildi.

16 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Devletinin Başnazırı Ahmet İzzet Paşa Hükümeti Brest-Litovsk Antlaşması ile kazanılan Kars, Ardahan, Batum dışındaki toprakların boşaltılması kararını aldı. Bu karar uyarınca  21 Ekim 1918 günü Enver Paşa Kafkasya’daki IX. Ordu Komutanlığına 24 Ekim tarihinden itibaren 6 hafta içinde Elviye-i Selâse (Kars, Ardahan, Batum) hariç, Azerbaycan, Dağıstan ve Nahçıvan dahil tüm Güney Kafkasyayı terk etme emrini verdi. Hemen ardından 30 Ekim 1918’deki Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı askeri varlığı bu cephede resmi olarak sona erdi.

Bu arada 7 Kasımda Mahaçkale (Şamilkale-Petrovsk) şehri Beyaz Ruslardan kurtarıldı.

Osmanlı ordusu Enver Paşa’nın emriyle Mondros Mütarekesi gereği 28 Aralık 1918’de Kafkasya’dan ayrıldı. Osmanlı ordusunun terketmesiyle Kafkasyalılar Rusya’ya karşı mücadelelerinde yalnız kaldılar.

Osmanlı’nın çekilmesini fırsat bilen Beyaz Rus ordusu generali Anton Denikin, Bolşevik aleyhtarı Rus Kazaklarından oluşan büyük bir ordu ile Kafkasyalılara saldırdı. Denikin’in düzenli ve tam techizatlı ordusuna fazla direnemeyen Dağlılar yavaş yavaş yenilgiye uğramaya başladılar. Denikin’in orduları Osetya, Kabardey, Adigey ve Karaçay-Malkar bölgelerini işgal etti. Mayıs 1919’da Denikin’in ordularının Dağıstan’da Hasavyurt’u da ele geçirmesinin ardından, Kuzey Kafkasya hükümeti 12 Haziran 1919’da istifa etmek zorunda kaldı.

Bolşeviklerin Mart 1919 da teşkil ettiği 11. Kızıl Ordu Kafkaslarda bir yıl süren savaşlar sonunda Denikin’in ordusunu yenerek Mart 1920 de Dağıstan’a girdi.  20 Ocak 1921’de SSCB’te bağlı olarak Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Dağıstan Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Rusya Federasyonu’na bağlı, özerk Dağıstan Cumhuriyeti adını almıştır.

Nüfus ve din

Dağıstan’ın nüfusu 3 milyona yakındır. Nüfus hızla artmaktadır. Bunun en önemli nedeni Dağıstanlılar’ın yeniden ülkelerine dönmeleridir. Halkın  % 90’ı Tatlar hariç müslüman. Müslümanlık 8. yüzyılda Dağıstan’a Araplar vasıtasıyla Güneyden girmiş, Lakların başkenti olan Gazi Kumuk şehrini merkez edinmiş, 10. yüzyıla kadar bütün Dağıstan’a yayılmış.

Eski Sovyet ülkelerinde ve yeni Rusya Federasyonunda olağan olduğu şekilde Dağıstan’ın inanç dünyasında da  laiklik hakim. Öyle ki şehirlerde yılbaşı, nevruz, doğum günü gibi din esaslı olmayan kutlamalara  önem verilirken, Ramazan ve Kurban Bayramları ile kandil gecelerinin kutlandığına dair göze batacak bir faaliyet görülmemektedir. Sovyetlerin dağılmasından sonra dine karşı bir yöneliş göze çarpmaktadır. Çok sayıda yeni camiler inşa edilmiş, Arapça ve din eğitimi veren okulları açılmıştır.

Etnik yapı

30 dan fazla etnik topluluk barındıran Dağıstan’daki halkların başlıcaları: Avarlar, Laklar, Darginler, Lezgiler, Tabasaranlar, Nogaylar ve Kumuklardır. Ayrıca muhacir olarak adlandırılan Azeriler, Çeçenler, Ruslar da etnik yapıda yer almaktadır. Bu halklar içerisinde 19 alt grubu bulunan Avarlar en fazla nüfusa sahiptir. Çoğunluğu Dağıstan’da yaşayan Kafkasya Avarlarının Hunlar ve Avarlar ile bağlantıları olduğu varsayılmaktadır. Kafkasya Avarlarının bir kısmı 150-200 yıl önce Dağıstan’dan Türkiye’ye zorunlu tehcir ettirilmişlerdir. Kıpçak kökenli bir toplum olan Kumuklar, 10. yüzyılda bölgeye gelip yerleşmişlerdir. Kumukların Kafkasya Hunlarının ve Hazarların torunları ve mirasçısı oldukları kabul görmektedir. Hasavyurt, Babayurt, Kızılyurt, Karabudahkent, Kayakent, Kaytak kasaba ve bölgelerinde yaşıyorlar. Nogaylar, bölgedeki Türkçe konuşan halklardandır. 17. yüzyıla kadar göçebe hayatı yaşayan bu halk, Dağıstan’ın kuzeyini kaplayan kurak arazide yaşamakta ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. 1859’da başlayan göç dalgasıyla Ruslardan kaçan Nogaylar bir Kuzey Kafkasya toplumu olmayıp asırlarca Kıpçak Bozkırlarının aslî unsuru idiler. Darginler, dil yapılarının farklılığına göre, Kaytaklar, Kubaçiler ve Akumiler olmak üzere üçe ayrılırlar. Dağıstan‟ın en köklü halklarından biri kabul edilen Lezgiler; Agullar, Rutullar, Tsakhurlar, Budullar gibi kollara ayrılır. Tabasaranlar, Güney Dağıstan ile dağlık bölge arasında yaşarlar. Bölgedeki tarihleri M.Ö. IV. yüzyıldan eskidir. 

Her etnik grubun kendi kültürü, dili, mutfağı, âdetleri Dağıstan’ı kültür hazinesi haline getirmiş. Düğün gelenekleri bile farklılık gösteriyor. El sanatları da topluluklara göre değişiyor. Örnek olarak, Dargilerin yaşadığı Kubaçi kasabası altın-işleme-ustalarıyla biliniyor. Buradan çıkma altın-işlemeli eşyalar, fuarlarda da sergileniyor. Balhar köyünde yaşayan Laklar seramik işlemeciliği konusunda usta. Untsukul köyü halkı Avarlar ise metal kakmacılığı konusunda maharetliler. Bu kakmalar, sert bir ağaç türü üzerinde yapılıyor ve kullanılan bu özel tekniğe, yeryüzünün başka bir köşesinde rastlamak mümkün değil.  ‘Burka’ denilen, keçe ya da karakul koyununun tüylerinden yapılan kolsuz üstlükler ise, Andi köyü dışında hiçbir yerde üretilmiyor. Dağıstan’ın güneyinde her evde halı dokuma tezgâhı bulunuyor; hem de birden fazla sayıda. Tüm ev halkı uğraşıyor halı dokumacılığıyla.

dagistan_etnik_yapi

Etnik dağılım (2010)

Avarlar % 29.4, Dargılar (Darginler) % 17, Kumuklar % 14.9, Lezgiler % 13.3, Laklar % 5.6, Azeriler % 4.5, Tabasaranlar % 4.1, Ruslar % 3.6,  Çeçenler % 3.2,  Nogaylar % 1.4, Rutullar % 1, Agullar % 1, Tsahurlar % 0.3, diğer % 0.7

Diller

Dağıstan’da 20 den fazla dil konuşulmaktadır. Başlıcaları: Rusça, Agulca, Avarca, Azerice, Çeçence, Dargince, Kumukça, Lakça, Lezgice, Nogayca, Rutulca, Tabasaranca, Tatça, Tsahurca. Halk, arada Rusça kelimeler de katarak genelde kendi dilini konuşmaktadır. Güneye yaklaştıkça konuşulan Türkçe, Azerbaycan Türk lehçesine ve şivesine yakınlaşıyor.

Başlıca şehirleri

Derbent, Mahaçkala, Hasavyurt, Buynakski, Kaspiski, Kızılyar, İzberbaş ülkenin önemli şehirlerinden.

Derbent

Calgan dağının denize bakan yamacında kurulmuş stratejik öneme sahip bir şehir. Burası öyle bir yer ki, Kafkas dağları kıyıya neredeyse bitişik durumda; bu nedenle, burada yalnız 3 kilometre genişliğinde bir düzlük alan var.
Derbent kalesi tarih boyunca müteaddit defalar onarılmış ve oldukça müstahkem bir hâle getirilmiş. ‘Narın-Kala İçkalesi’, UNESCO’nun dünya mirasları listesinde. Burada mimarî olarak ‘haç damlı tapınak’ stilinde inşa edilmiş bir hıristiyan kilisesi, ikinci Pers İmparatorluğu döneminden kalma saray kalıntıları, kadim zamanlardan kalma su depoları, hamamlar, bir zindan ve bir de askerî mahkeme var. Surlar Kalenin iki yanından denize kadar  uzanıyor. Surların önemli bir kısmı sekiz kapısı, otuz kulesi ve mazgallarıyla birlikte hâlen sağlamdır. Şehrin asıl eski kısmı bu surların içerisinde yer almakla beraber günümüzde şehir, surların dışına yayılmıştır. En eski İslâmî yapılardan Cuma Mescit, 733 yılında inşa edilmiş olup günümüzde de ibadete açık bulunmaktadır. Camii şehir ahalisinin ekserisini teşkil eden Şiiler ile Sünniler müştereken kullanıyorlar. Cuma namazını önce Şiiler, sonra Sünniler kılıyor; bayram namazlarını ise birlikte kılıyorlar. 

XI. yüzyılda Büyük Selçuklular tarafından fethedilen Dağıstan, XIII. yüzyılda Moğol istilasına kadar Selçuklu Türkleri’nin yönetiminde kalmıştır. 1578 yılında Özdemiroğlu Osman Paşa tarafından fethedilen Dağıstan, 1578-1606 yılları arasında 28 yıl Osmanlı’ya bağlı kaldı. Derbent 11 Mayıs 1918’de Osmanlı Ordusunun bir müfrezesi desteğiyle Abdülmecid Çormoyi başkanlığında Milli Dağıstan Hükümetinin kurulduğu şehir.

Mahaçkale

Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale 600 bin nüfuslu. Derbent’e göre daha genç bir şehir. Mahaçkale’nin 17-18’inci yüzyıldan kalma eski köşeleri görmeye değer. Tabii ki yapıların hepsi günümüze ulaşabilmiş değil ama mahallenin kendisi duruyor. Burada güneyli-Rus mimarî stilinde yapılmış bir dizi tuğla ve ahşap bina bulunuyor. Ekim devrimi öncesi döneme ait, doğu stilinde yapılmış eski medrese binası, görmeye değer yapılardan biri. Rus tiyatrosu ve kukla tiyatrosu da birer mimarî eser. Burada şair Resul Hamzatov anısına yapılmış modern bir anıt var. Sahile, bulvara inildiğinde ise Avar Müzikal Drama Tiyatrosu ile karşılaşılıyor.

Mahaçkale’nin görülmeye değer yerlerinden bir diğeri ise 1996 yılında, Sultan Ahmet Camii örnek alınarak yapılan, merkezî Cuma Camii. Avrupa’nın en büyük camilerinden biri. Cuma Camii o kadar büyük ki 17 bin kişinin aynı anda ibadet etmesine yetecek bir alana sahip.

Mahaçkale’nin manzarası Tarke-Tau Dağı’ndaki gözlem alanından izlenebilir.

Sarıkum

Sarıkum

Sarıkum

Avrasya’nın tek başına duran en büyük kumulu (barkanı) olan Sarıkum  Buynaksk bölgesinde. Kumulun ortalama yüksekliği 252 metre. Boyu 10 eni 3-4 km. Sarı Kum’dan yüksek olan kumullar yalnız Sahra çölü’nde bulunuyor. Avrasya’da ise daha yükseği yok. Sanırsınız ki birinin sihirli elleri, çöllere özgü bu masalsı parçayı, flora ve faunasıyla birlikte getirip Dağıstan’a bırakmış. Buraya hem hacılar hem turistler hem etnograflar hem de biyologlar geliyor, çünkü başka hiçbir yerde olmayan bitki ve hayvanları, burada görmek mümkün. Sarıkum Dağıstan’ın en sıcak yeri.

Şeyh Şamil (1797-1871)

Dağıstan deyince akla gelen en önemli şahsiyettir. Kafkas müslümanlarının Rus karşıtı destansı direnişinin, bağımsızlık mücadelesinin lideri ve sembolüdür. Dağıstan ve Çeçenistan’ın 3. imamı olduğu için İmam Şamil olarak da bilinir. Dağıstan’ın Gimri köyünde doğmuştur. Avar kökenlidir. Rusya İmparatorluğu’na karşı Dağıstan’da başlattığı bağımsızlık savaşını Çeçenistan’da sürdürmüştür. 70 bin kişilik Rus ordusuna karşı, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra silahını bırakmıştır. Şeyh Şamil’in hocası, Kafkas mücahidlerinin ilk lideri Avar Türkü Gazi Muhammed de Gimri köyünden.

Ulaşım

İstanbul Atatürk Havalimanından Yakutia Havayolları ile Krasnodar aktarmalı Mahaçkaleye gitmek mümkün. Türk Hava Yolları ile ancak Moskova aktarmalı gidilebiliyor. İstanbul Sabiha Gökçen havalimanından Çarşamba, Perşembe, Pazar günleri karşılıklı sefer yapan Rusline ve Groznyy Avia Airlines uçakları var. Rezervasyon ve bilgi için +90 944 6 675, + 90 216 588 88 00 http://www.merkurtourism.com/index.php?sayfa=bilet  Dağıstan Havayolları 2011 den beri sefer yapmıyor. Rusya-Türkiye ilişkileri uçak düşürmeden dolayı bozulmadan önce Dağıstan’a vizesiz gidip 1 ay kalmak mümkündü. Şimdilerde umuma mahsus pasaport hamilleri vizeye tabidir. Hususî ve hizmet pasaportu hamilleri ise her 180 günde 90 günü aşmamak şartıyla 30 gün süreyle vizeden muaftır.

Yemekler

Dağıstan mutfağında akla ilk gelen, yeşillikler. Yeşillik, sofranın olmazsa olmazlarından. Taze et ve yeşillik; Dağıstanlılar’ın uzun ömür formülü bu olsa gerek.

Dağıstan’da  her etnik topluluğun kendine özgü yemekleri var. Dağıstan’ın hemen her yerinde yapılan yemeklerden biri, ‘hinkal’. Bu yemek, et suyunda dilimlenmiş hamur parçalarının kaynatılması ile yapılıyor; içerisine et parçaları da atılabiliyor haşlanmış et ve sarımsaklı sosla servis ediliyor. Ama Kumuklar’ın, Avarlar’ın ve Laklar’ın yaptığı ‘hinkal’ birbirinden farklıdır; öyle ki tamamen başka bir yemek yediğinizi düşünebilirsiniz.

‘Kûrze’ de ünlü ve Dağıstan’ın her yerinde yapılan yemekler arasında. ‘Kûrze’ biraz mantıya benziyor; parçaları çok daha büyük ve et kullanmadan başka malzemelerle hazırlanıyor, üzerine süzme yoğurt dökülerek yeniyor.

İçine farklı malzemeler doldurularak yapılan, ‘çudu’ denilen börekler de ünlü.

Nogay çayı Dağıstan’da kahvaltıların vazgeçilmez içeceği. Oldukça doyurucu olan bu çay, hazır satın alınan preslenmiş yaprak çaydan koparılan parçaların sütte kaynatılması ile pişiriliyor; hiç soğutulmadan porselen kâselere dökülerek servise sunuluyor. Masada isteğe göre tereyağ ve tuz ilâve ediliyor.

Dağıstan’a özgü helva, evde pişirilmiş ekmek, taze sağılmış süt, evde yapılan peynir bulunabilirse harika olur.

Kaynaklar:

Wikipedia

Rusya’nın Kafkasyadaki incisi Dağıstan. Rusya’nın sesi RS FM.  http://www.rsfmradio.com/radio_broadcast/96741922/125109127/

Dikkaya, M. and R. Yılmaz, “SocioEconomic Analysis of Dagestan”, International EasternUniversity Journal, Vol. 1, no. 1, pp. 35-49 (1999).http://www.academia.edu/2405496/Dagistanin_Sosyo_Ekonomik_Analizi

Kavimler Kapısı Dağıstan’dan izlenimler.  Çetin Pekaçar. Nisan 1999 http://w3.gazi.edu.tr/~pekacar/dagistgez.htm

vb

BÜLENT PAKMAN. Ağustos 2014. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntı yapılamaz ve yayımlanamaz.

Not: Bloğumuzun ilk bölümünde “Türk Dünyası” başlığı altında Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk soylular anlatılmaktadır.  Bu bölümün içerisindeki bu yazı dizimizde Kafkasya’da yaşayan Türk soylular konu edilmektedir.  Kafkasya, Türk soyluların dışında, etnik çeşitlilik bakımından oldukça geniş bir yapıdadır.  Örneğin: Çerkesler (Adığeler) şemsiyesi altındaki boylar;  Abzehler, Ademıylar, Barakaylar, Bjeduğlar, Besleneyler, Çemguylar, Hatukaylar, Janeler, Mahoşlar, Mamhığlar, Natuhaylar, Şapsığlar, Ubıhlar, Yecerukaylar, Kabardeyler Türk soylu değillerdir (Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Çerkesler).  Türk soylu olmayan diğer halkların etnik yapılarına, yazının kapsamı ölçüsünde fazla ayrıntılara girilmeden değinilmiştir. Sonuç itibarıyla, bu yazı dizisinin kapsamı ve amacının Kafkasya’nın etnik yapısını tartışmaya açmak olmadığının göz önüne alınması rica olunur.   

yorukturkmendernekleri.com diye bir sayfa bu  ve birçok diğer yazılarımı izin almadan, kaynak ve link vermeden yayınlamaktadır.

IMG_2654Bülent Pakman kimdir?

1 Responses to Dağıstan

  1. Geri bildirim: Kafkasya Türkleri - Yörük Türkmen Dernekleri

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.