Hz. Peygamber eşi Safiye

Hz.  Muhammed’e  atılan  bir  diğer  iftira da Hz. Safiye ile evlenmeleri  olayıdır. Güya Hz. Peygamber bir savaşta  esir  olan  Safiye adında bir kadına “benimle  evlenirsen seni serbest bırakırım “ diye  bir  teklifte  bulunmuştur. Gerçek şudur:

Yahudilerle Müslümanlar arasında bir savaş olur, savaşı Müslümanlar kazanır. Savaşta esir olan  Yahudilerden olan Safiye’ye Hz.  Peygamber  “Sana  bir  teklifim  var, istersen  serbestsin  mallarını al  ve  git, istersen sana evlenme teklif ediyorum, Müslüman ol, yanımda  kal“ teklifini özgür  ve  hür  iradesiyle  değerlendiren Safiye, kendi isteği ile teklifi  kabul  eder ve  Hz. Muhammed’in  yanında  kalır. Bunun  üzerine Müslümanlar “biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz“ diyerek  esir edilen tüm  Yahudileri  serbest bırakırlar. Yahudiler de bu gelişmeler üzerine İslam’a  girerler.

İftiracılar iki maddeden oluşan teklifi tek maddede birleştirerek aktarırlar: “Benimle evlenirsen serbestsin!” Koskoca Hz. Peygamber’in böyle seçme hakkı tanımayan bir muamele yapması hiç inandırıcı değil. İnandırıcı olan Hazreti Peygamberin ümmetine örnek olmak için yaptığı, yukarıda anlattığımızdır.

Bu arada çok sorulması nedeniyle başka sayfamızda anlattığımız Ahzab 50 ayetine  burada tekrar açıklama getirelim:

Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu…Ahzab 50.

Burada Peygamberin evlenmesi şartlara bağlanmıştır:

1. Peygamberin istemesine bağlı.

2. Kadının mümin olması gerekir.

3. Kadının kendini peygambere bağışlamasıdır.

Bu kadın helaldir. Kadın Hazreti Peygamberi reddedemez diye bir şey denmiyor.

Daha sonra Ahzab 52 ayeti ile Hazreti Peygamberin evlenmesine kısıtlama getirilmiştir:

Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri müstesna.Ahzab 52

Yine sorular üzerine cariye konusuna da kısaca değinelim:

Ahzab suresi 50. ayette  “elleri altındakiler” ifadesi Yaşar Nuri Öztürk ve başka meallerdendir. Bir tek Diyanet mealinde bu ifade “cariye”, Elmalılı mealinde “milki yemînleri” diğer meallerde “sağ ellerinin sahip olduğu” “sağ ellerinin altında bulunan” olarak geçmektedir. Bu ayette “ganimet” ifadesi geçmiyor diyen de var. İslamiyette demiyelim de İslam fıkıhında kadınlar hür ve cariye olarak ikiye ayrılmaktadır. Arapça’da cariye kelimesi kız çocuğu demek iken dönüp dolaşıp savaşta esir düşmüş kızlara kadınlara verilen ad olmuş çıkmış. Bu sayede cümle Arap erkek alemi Kur’an’ı istedikleri gibi yorumlayarak istedikleri kadar kadınla birlikte olma hakkını kendilerine tanımışlardır. Halbuki yukarıda görülebileceği gibi Peygamber bile bir savaş esiri kadını eş alacaksa nikah yapmak zorundaydı. İslam’da cariyelik konusu ayrı bir yazıda ayrınyılı olarak analiz edilmiştir: OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN.

Benim yaşamımın önemli bir bölümünde Amerika’da zenciler beyazlarla aynı otobüse binemezdi. Hala bir çok mahallede beyaz zenci karışık oturamıyor. İslamda kölelik ile ilgili yazıyı OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN.

Bülent Pakman, Şubat 2010. Eklemeler Şubat 2012. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntı yapılamaz.

İslam dini ile ilgili yazılarımız:

İnanç ve siyasete ilişkin yazılarımız:

Madde ötesi aleme ilişkin yazılarımız:

Reenkarnasyon

Yazılarım izin alınmadan aktif link verilmeden kısmen ya da tamamen alıntılanamaz, yayımlanamaz.

6 Responses to Hz. Peygamber eşi Safiye

  1. Sultan Galiyev dedi ki:

    Bu konuda da beni aydınlatırsanız sevinirim sayın Pakman

    Yani Hz. Peygamber in çok eşliliği hakkında hep şu söylenir,
    “” Savaşlarda şehid olanlardan sonra çok fazla yanlız hanım kalmıştır, bu hanımların yanlız kalması toplumsal-ekonomik-ailevi vs anlamda uygun olmadığından Hz. Peygamber ve Sahabe leri ile evlenmiş/evlendirilmiştir “”

    Burada öyle bir durumda yok, neden Hz Peygamber; İslam tek eşliliği önermesine rağmen; faat kendisinin o zamanki koşullar sebebi ile birçok eşi olmasına rağmen bir esir bayan ı da kendisine eş olarak görmek istemektedir.

    Neden Kur’an da
    Hz. Peygamber ile ilgili olarak
    -Cinsel manada çok kuvvetli olduğu,
    -Hz. Peygamber tarafından kendisi ile evlenilmek istenirse;
    Evlenilmek istenen bayanın, kendisini reddetmemesi gerektiği
    vs vs

    yazmaktdır, bunların bir kutsal kitapta yazıyor olması beni düşündürmektedir

    Aydınlatırsanız sevinirim
    Saygılar

    Beğen

    • bpakman dedi ki:

      İslamda Hz. Peygamberin her evliliğin nedenleri olduğu inancı hakimdir. Burada da öyle. Buradaki hareketi sonucu Yahudiler aleyhine olası bir duruma karşı müslümanlara mesaj verilmiştir. Ayrıca esirlere, cariyelere değer verilmesi mesajı verilmiştir.
      Kur’an’da olduğundan bahsettiğiniz ayetler hangi surelerin kaçıncı ayetleridir? Hz. Muhammed’in cinsel gücü ile ilgili söylentiler hurafedir. Hz. Muhammed’e mucize gücü verilmemiştir.

      Beğen

      • Sultan Galiyev dedi ki:

        -Cinsel manada kuvvetli olduğu ile ilgili bir ayet bulamadım, sadece bir buhari nin kitabından bir hadis e rastladım; haklısınız
        -İkinci hususla ilgili olarak da
        “Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. (Ahzab 50)”

        Konuyu dağıtmak istemem ama Yeri gelmişken; Cariye kavramının islamiyette ki yerinden de uygunsanız kısaca bahseder misiniz?

        Beğen

      • bpakman dedi ki:

        Önce surenin sonrasına bakmak gerekir. Ahzab 52 de Peygamberin evlenmesine kısıtlama getirilmiştir:
        “Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz. Bunları, başka eşlerle değiştirmek de -onların güzellikleri hoşuna gitse bile- helal olmaz. Elinin sahip olabilecekleri müstesna.”
        Ahzab 50 de bunun öncesi açıklanıyor:
        “Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber’e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu…”
        Burada Peygamberin evlenmesi 1. şart peygamberin istemesine bağlı. 2.şart kadının mümin olmasıdır. 3. şart kendini peygambere bağışlamasıdır. Bu kadın helaldir.
        Kadın Peygamberi reddedemez diye bir şey denmiyor.

        Burada “elleri altındakiler” Yaşar Nuri Öztürk ve başka meallerdendir. Bir tek Diyanet mealinde “cariye”, Elmalılı mealinde “milki yemînleri” diğer meallerde “sağ ellerinin sahip olduğu” “sağ ellerinin altında bulunan” olarak geçmektedir. Bu ayette “ganimet” geçmiyor diyen de var.

        İslamiyette demiyelim de İslam fıkıhında kadınlar hür ve cariye olarak ikiye ayrılmaktadır. Arapça’da cariye kelimesi benim anlayabildiğim kadarıyla kız çocuğu demek. Kimilerine göre cariye savaşta esir düşmüş kızlara kadınlara verilen ad. İslamda kölelik, savaş esirleri konusuna girersek çok uzun bir yazı çıkar ortaya. Benim yaşamımın önemli bir bölümünde Amerika’da zenciler beyazlarla aynı otobüse binemezdi. Hala bir çok mahallede beyaz zenci karışık oturamıyor. Bu konularda yazmaya kalksam yeni ve çok kalın birkaç sayfayı doldurur. Sürekli sayısız konuda akıl yürütmeye çalışıyorum. Bunları ölçüp tartıyorum, düşünüyorum, beynimde tartışıyorum, araştırıyorum, okuyorum. Sadece kendimce sonuca varabildiklerimi burada yazıya döküyorum. Bütün bunlar muazzam zaman istiyor. Bir yandan da ekmek parası-daha iyi yaşamak için işte çalışıyorum ki zamanımın büyük bölümünü bu alıyor, dinleniyorum, aileme zaman ayırıyorum, spora, sosyal faaliyetlere katılıyorum, seyahat ediyorum vb. En önemlisi burada yaptığım Kur’an tefsiri değil. İslam dini ile ilgili kitap da yazmıyorum. İnşallah Allah bana ömür verir, çalışmamı gerektirmeyecek duruma getirir de daha iyisini yapabilirim.

        Beğen

  2. Sultan Galiyev dedi ki:

    Cevaplarınız için çok teşekkürler Sayın Pakman;
    Saygılar sunarım

    Beğen

  3. Sevil Sevdiyar dedi ki:

    Konu ile ilgisi olmayan bir düzeltme yapıyorum. Re: “Benim yaşamımın önemli bir bölümünde Amerika’da zenciler beyazlarla aynı otobüse binemezdi.”
    Amerikanın Güney bölgelerinde zenciler ve beyazlar aynı otobüse biniyorlardı, ancak zencilerin arka tarafta oturmak şartıyla. Eğer otobüs kalabalık olupta bir beyaz oturan zencinin yerini isterse, o zenci kalkmaya mecburdu.

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.