Samed Vurgun (Azerbaycan Türkçesinde “Səməd Vurğun”)
Azerbaycan’ın önde gelen halk şairlerindendir.
21 Mart 1906 da Azerbaycan’ın Kazak Rayonunda (İdari bölge) Yukarı Salihli kentinde doğdu. Asıl adı Samet Yusufoğlu Vekilov’dur. İlköğrenimini doğduğu kentte tamamladı.Tanınmış şairler, eğitimciler, askerler, hekimler çıkarmış 300 yıllık Vekilağalılar soyundan gelen Samed Vurgun 6yaşlarındayken 28 yaşındaki annesinin ölmesi üzerine kocası da şair olan anneannesi Ayşe hanım’ın yanında büyüdü. Erken yaşta kaybettiği annesi için yazdığı duygulu bir şiiri bundan sonraki sayfamızda okuyabilirsiniz.
1918’de dönemin bilinen eğitimcilerinden Feridun Bey tarafından Kazak’ta kurulan iyi bir okulda eğitimini sürdürdü. Bu dönemde Puşkin, Lermontov gibi Rus edebiyatının önde gelen yazarları öğrenme fırsatı buldu. Aynı zamanda Tevfik Fikret, Namık Kemal’i inceledi.
Yaklaşık 1922’de ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. Ancak adını ilk duyurduğu şiiri “Civanlara Hitap1 1925 yılında geniş çevrelere ulaştı. Sonraki yıllarda bölgedeki birçok gazete ve dergide yazıları, şiirleri yeraldı. Bu dönemde “Vurgun” adını kullanmaya başladı.
1929 yılında Moskova Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girdi. Özelikle 1930-40 yılları arasında edebiyat çevrelerinde tanınan biri haline geldi. Bu dönemde yazdığı, lirik ve politik şiirlerin yeraldığı “Şairin Andı” ilk kitabı yayınlandı.
1937’den sonra kendi kitapları yanında Rus edebiyatından Arap edebiyatına dek geniş bir alanda çeviriler yapmaya yöneldi. Bunlar arasında Puşkin’in “Yevgeni Onyegin”, Gorki’nin “Kız ve Ölüm” eserleri de bulunmaktaydı. Bu dönemde yazdığı Molla Penah Vakıf’ın yaşamını konu alan “Vakıf” adlı eseri 1941 yılında Stalin adına verilen ödülü aldı. Yine aynı dönemlerde Nizami Gencevi’nin “Leyla ile Mecnun” adlı eserini Azericeye çevirdi.
Ölümünden kısa bir süre önce “Azerbaycan’ın Halk Şairi” unvanı verildi.
27 Mayıs 1956 da Bakü’de öldü ve Bakü’de Milli Meclis yanında Haydar Aliyev’in de yattığı mezarlıkta toprağa verildi.
Samed Vurgun’un düşünceleri, şiirleri, oyunları ve araştırmalarını içeren yaklaşık 50kitabının yanında yüzlerce makalesi ve onlarca çeviri kitabı yayınlandı.
Bakü’nün en önemli caddelerinden biri, Azerbaycan’da birçok cadde, park, okul vb. onun adını taşımakta, heykel ve büstleri bulunmakta, Bakü’de yaşadığı bina korunmaktadır. Bakü’de ve Yukarı Salihli’de Samed Vurgun müzeleri bulunmaktadır.
Nazım Hikmet’ten: “Samed Vurgun şiir dünyamızın planetidir. Bu planetin güneşi, yıldızları sönmezdir. Samed Vurgun – kardeş dillerimizin büyük halk şairi, dillerimiz yaşadıkça ebedi yaşayacaktır.” (Samad Vurgun is a planet of our poetry. The sun and the stars of this planet are ever shining. Samad Vurgun – prominent national poet of our comrade languages, will live forever as long as our languages exist)
Kaynaklar:
http://www.ozanlar.eu/vurgun.html
http://www.azeriart.net/taninmislar/vurgun.htm
http://www.facebook.com/pages/Smd-Vurgun-Samed-Vurgun/32521218634
http://samedvurgun.com/en/index.php
Devamını okumak için lütfen tıklayın: Samet Vurgun Şiirleri
BÜLENT PAKMAN. Eylül 2010. Video ekleme Kasım 2015. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden yayımlanamaz, alıntı yapılamaz.
Azerbaycan’da Kimlik ve Dil
YANLIŞ: Türkiye’de Azerbaycan Türklerine “Azeri” konuştukları dile de “Azerice” denmektedir. Azerbaycan resmi politikasında bu tanımlar “Azerbaycan Halkı”, “Azerbaycanlı” ve “Azerbaycan’ca”, “Azerbaycan Dili” şeklindedir. Bunlar külliyen yanlıştır.
Bir: Azerbaycan bir coğrafya ismidir, millet değil, Ayrıca soyu bilinen, kendine has dili olan halklar coğrafi adlarla kimliklendirilemezler.
İki: Azeriler İran’da yaşayan küçük bir etnik topluluktur. Azeri sözcüğü, ilk defa olarak, tarihin en azılı Türk düşmanı Stalin, daha sonra ise hasta beyinli İran-Fars şovenistleri tarafından, Azerbaycanlıların Türklük şuurunu yok etmek, unutturmak için uydurulan sahte bir kimliktir. Eğer Ruslar, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde Allah korusun Anadolu ya hakim olsalardı, orada da benzeri şekilde Egeli, Karadenizli ve İzmirli diye uyduruk milletler ve kimlikle yaratmaya çalışırlardı.
DOĞRU: “Azerbaycan Türkleri” ve “Azerbaycan Türkçesi”.
Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!
Bahtiyar VAHAPZADE
Günlüklerimizde arada Azerice ve Azeri kelimelerinin kullanılmasının sebebi arama motorlarında daha çok o şekilde bulunabilmesindendir.
Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!
Bahtiyar VAHAPZADE
AZERBAYCAN GÜNLÜKLERİ
Bakü’ye gelmeyi düşünen “özellikle beyaz yakalı” Türk vatandaşlarına yardım için şahsi görüşler yanında bazı bölümleri kaynakları verilmiş yorumlu-yorumsuz alıntılarla derlenmiştir, tenkidi (eleştirel) ya da başka hiç bir amacı yoktur. Yaşanmakta olan hızlı gelişimler sonucu çok şeyin değişmekte, güncelliğini yitirmekte olduğu da göz önüne alınmalı, burada yazılan her şeyin doğru ve aktüel olduğu düşünülmemelidir. Kelimelerin çoklu anlamlarında ve ifadelerde tam bilgi sahibi olunmadan değerlendirmeler yapılması da yanlış anlamalara sebep olabilir.
Başka yerlerde bana ait olarak gösterilen yazılarla ilgim yoktur. Özellikle fotolar eklenmiş, orası-burası, fotoları, alıntıları, linkleri silinmiş olanlarla. Özgün yazılarım sadece buradadır.
Bülent Pakman kimdir https://bpakman.wordpress.com
Bülent Pakman’ın video kanalları/arşivi:
Bülent Pakman youtube video kanalı 1
Bülent Pakman youtube video kanalı 2
Bülent Pakman dailymotion video kanalı
Azerbaycan coğrafyası ve Azerbaycan Türkleri aşağıdaki günlüklerde anlatılmaktadır. Okumak için lütfen tıklayın:
- Bakü’de Türkler açısından yaşam
- Türkler için Azerice (Azerbaycan Türkçesi)
- Azerbaycanlı mı Türk mü?
- Azerbaycan’ı tanıyalım
- Bakü’yü tanıyalım
- Azerbaycan Tarihi
- Kafkas İslam Ordusu
- Milli Mücadelenin başlarında Kızıl Ordunun Kafkaslarda ilerleyişi
- Osmanlı Ordusunun Kafkasya’yı terk süreci
- Osmanlı Ordusunun Kafkasya’yı terk süreci – Sorular – Cevaplar
- Milli Mücadelenin başlarında Kızıl Ordunun Kafkaslarda ilerleyişi – Sorular – Cevaplar
- Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’a girişi
- Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’a girişi – Sorular – Cevaplar
- Milli Mücadelede Doğu Cephesi ve Moskova ile ilişkiler
- Milli Mücadelede Doğu Cephesi ve Moskova ile ilişkiler – Sorular – Cevaplar
- Nevruz Dede
- Mehmet Emin Resulzade
- Ebulfez Elçibey
- 20 Ocak Bakü Katliamı
- Kafkas İslam Ordusu
- Azerbaycan Temel Bilgiler
- Bakü Petrolü
- Azerbaycan Ekonomisi
- Azerbaycan’ın dış politikası
- Dağlık Karabağ – Kırım hayaleti
- Azerbaycan’a karşı Rus-Ermeni-İran İttifakı
- Türkiye Ermenistan Sınırı Neden Kapalı?
- Azerbaycan Topraklarının İşgali
- ABD’nin Devreye Girişi
- Ermenistan Açılımı
- Protokol Öncesi Tepkiler
- Erdoğan’ın Verdiği Söz
- Protokol
- Protokolün Anlamı
- Bayrak Krizi
- Sınır Yine Açılmadı
- Sınırın Ermenistan İçin Önemi
- Sınır Açılmalı mı?
- 2015 Dar Gelecek
- Soykırım yalan
- ABD’li profesörün zaferi
- Bir rayona karşılık sınır açılacaktı
- Hocalı Soykırımı
- Azerbaycan Müziği 1
- Özgün Kültür, Özgün Sanatçılar
bir gun blogunuzda musluman dunyasinin buyuk sairi Fizuliyle ilgili yazilarinizi da okumak isterdim.Soylediyim gibi benim ailem ziyali bi aliedir ve dedem,babam cok iyi farsca,arapca biliyorlardi,dedem her zaman siir sozu arapcadan tercumede tuy demekdir derdi, ne kadar ruhlari ince insanlardir sairler.Fizulinin bi siirini dedem her zaman soylerdi:her kime dusi dedim dusmeni can oldu mene,dusmen?, dusmen oz bextim imis indi eyan oldu mene.
BeğenBeğen
Fuzuli buraya sığmaz 🙂
BeğenBeğen