Küllerinden yeniden doğmak

ÖNCEKİ BÖLÜMÜ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Stalin ve cellatları Kırım Tatarlarını bir millet olarak  tarih sahnesinden sildiklerini düşünmüşlerdi. Ancak zalimler yanılacaktı. Kırım Tatarları adeta Anka kuşu gibi küllerinden  yeniden doğarak sıra dışı  bir mücadele başlatacaktı. Soykırıma uğramış bir halkın bir millet olarak öz vatanlarında yaşama arzusu ile tüm güçlüklere dayanabiliyor.

Kırımoğlu Bir Halkın Mücadelesi _ Bölüm 3

-1953 de Stalin öldü

-1956 Kumandanlık rejiminin, yani tatarların gözetim altında olmalarının kaldırılması kararnamesi yayınlandı ama Tatarların vatanlarına dönüş haklarının olmadığını da vurgulayarak.

-KIRIM TATAR MİLLİ HAREKETİ ortaya çıktı

– Cezalar ve baskılar devam etti. Gulag sürgünleriyle.

SAFURE ALİYEVA

1928 Kırım Tatarosman Köyü doğumlu- 17-18 yaşında ben Zapostovkalar’da, o vakitte saçlarım uzundu. Polis benim saçlarımdan tutup çekince arkasından gidiyorsun mecbur. Bir Özbek dostum vardı onun kardeşi arkadan yaklaşıp saçlarımı kesti, ben polisin elinden kaçıp kurtuldum. Biz haykırıyoruz “Vatan Vatan” diye haykırıyoruz. Onlar bizi kuşatıp yakalıyorlar. İki kere nezarete atıldım Semerkant’da.”

MUSTAFA A. KIRIMOĞLU. Sene1959. Taşkent üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümüne girmek için başvurur .

“Çok iyi hazırlanmıştım aslında, yanıma Üniversitenin bir çalışanı geldi bunu size söylemeye hakkım yok ama size acıyorum gizli talimat Kırım Tatarları için bu fakülte yasak, dedi. Elbet bunu yüzünüze karşı söylemezler, sen Kırım Tatarısın git buradan demezler ama düşük puan gösterir geçmezsin. Zaman kaybetmeyin, başka bir Üniversiteye verin evraklarınızı.”

Sürgünde yeşeren vatan

  Kırımoğlu Bir Halkın Mücadelesi _ Bölüm 4

Sürgünde yeşeren vatan Kırım’da  yaşamak arzusu her türlü korkuyu yenecekti. Kırım Tatar  Milli Hareketi mensupları ev ev dolaşarak millî hareketin amaçlarını anlatıyorlar ve Sovyet yetkililerine hitaben halk adına yazılan dilekçelere imza topluyorlardı. 1966 ve 1967 yıllarında  neredeyse yılın her günü Moskova’da Kırım Tatar Teşebbüsü gruplarının delegeleri bulunmaktaydı.  Getirilen müracaat ve dilekçelerin altında on binlerce imza vardı. Öyle ki 1966’daki Sovyetler Birliği Komünist Partisi XXIII. Kongresi’ne hitaben yazılan müracaatnamenin altındaki 120.000 imza sayısı bir rekordu. Böyle kitlesel bir katılıma Sovyetler Birliği’nde rastlanmamıştı. Ancak “HAK ARAMAK” kavramının yasak olduğu günlerdi. Bu dönemde SSCB mahkemelerinde yüzlerce Kırım Tatarı yargılandı,  Gulag çalışma kamplarına gönderildi,  hapse atıldı, işkence gördü ve  öldürüldü.

31 Aralık 1965- Mustafa A.Kırımoğlu da, enstitüden atıldıktan sonra askere çağrılır. O Kızıl Ordu hizmeti için yapılan bu çağrıyı reddeder. Savunması,  Sovyet sitemine apaçık ve çok cesur bir eleştiridir.

MUSTAFA KIRIMOĞLU

“Üniversiteden atılıp askerlik yapmam haksızlıktır, Sovyet Ordusu’na hizmet etmek niyetinde değilim. Korumak için vatanım yoktur, benim vatanıma dönmeme müsaade yok. Onun için ben Sovyet askerliğinde yerimi görmüyorum.”

12 Mayıs 1966 – 23 yaşında hayatının baharındayken 1,5 yıl hapse mahkum edilir ve Küllük çalışma kampına gönderilir. 1. Mahkumiyetidir. Bundan sonra 6 kere daha yargılanacak, hayatının 15 yılı aşkın zamanı SSCB hapishanelerinde geçecekti..

Mustafa Cemiloğlu ve Kırım Tatar Milli Hareketi mensupları  Moskova’daki insan hakları savunucuları ile tanışırlar.

Cesur İnsanlar Kremlin’e Karşı

Kırımoğlu Bir Halkın Mücadelesi _ Bölüm 5

Sovyetler Birliğindeki insan hakları hareketi ve bu harekette Kırım Tatarlarının rolü, dönemin  dissidentleri ile yapılan  röportajlarla ve  belgeler. General Pyotr Grigorenko, Andrey Sahorov, Sergey Kovalyov, Ludmila Alexeyeva, Pavel Litvinov, Peter Reddaway, Anatoliy Marçenko, Vladimir Bukovsky, Aleksandr Lavut, Yuri Orlov, Mustafa Cemil, Yevgen Sverstyuk.  Kaybedecekleri çok şey olmasına rağmen genelde iyi eğitimli birçok insan hakları savunucusu kendilerini cesurca ortaya koymuştu. SSCB’de yaşanan insan hakları ihlallerini önlemek için yaptıkları mücadele sonucunda akıl almaz baskılar, işkenceler görecek, akıl hastanelerine,  hapishanelere  kapatılacak ve bir kısmı hayatını kaybedecekti. SSCB’deki bir avuç aydının başlattığı insan hakları hareketine, Mustafa Kırımoğlu’nun önderliğindeki Kırım Tatarlarının  katılması ile bu girişim bir halk hareketine dönüşecekti.  Bu işbirliği sonucu insan hakları savunucuları,  Kırım Tatarlarının mağduriyetlerini, uğradıkları soykırımı ve onların hak arama mücadelelerini  dünyaya duyurmuşlardır. Bu durum insan hakları gibi en evrensel ve temel bir hak arayışında yeni ve büyük bir güç birliği meydana getirmiştir.

1968 yılında Sovyet tankları Prag Baharını çiğneyip yok ederken, Kremlin’in duvarlarında, bir avuç aydının Kızıl Meydandan protesto sesleri yükselir. O yıllarda General Grigorenko’ların evi, insan hakları savunucularının buluşma mekanıydı ve  Mustafa Cemil’de bu toplantılara katılır.

1969 MAYIS- General Grigorenko,  9 Kırım Tatarının savunması için gittiği Taşkent’te tutuklanır. Ancak yargılanmak yerine deli olduğu öne sürülerek, psikiyatri kliniğine kapatılır ve orada 5 yıl hapis hayatı sürer.

Andrey GRİGORENKO (Pyotr Grigorenko’nun oğlu)

“Babamın hapsedildiği Çaynikovski  psikiyatri hastanesi, psikiyatrik hastane olmadan önce ağır iş hapishanesiydi. Asla dürüst bir insan olmaktan hiç pişmanlık duymadı. Pişman olduğu tek şey uzun bir süre boyunca kandırılmış olması ve uzun süre vampir bir rejime hizmet etmiş olması. Normal insanları psikolojik hapishanelere atıp işkence etme metodu kendi başına bir felaket, kelimelerin ifade edemeyeceği bir işkence. Anlatamam, görmeniz gerek.”

1 Temmuz 1969- 1968 yılı sonbaharında tutuklanan ve Taşkent’teki KGB hapishanesinde tutularak sorgulanan 10 Kırım Tatarının yargılanmasına  başlanır.

11 Eylül 1969- Mustafa Cemil, Taşkent yargılamalarının hemen ardından, son gelişmeleri insan hakları savunucuları aracılığıyla Batıya ulaştırmak için Moskova’ya gitti. Ancak yakalandı ve Taşkent’e getirilir.

22 Haziran 1974 -ÜÇÜNCÜ MAHKUMİYET- Mustafa Cemil, tekrar tutuklanır. 1 yıl ağır şartlı Sibirya’da Omsk bölgesindeki  çalışma kampına gönderilir.

Mustafa A. KIRIMOĞLU

“Geceleri çok soğuk, uyuyamıyorsun, yemek iki günde bir kere veriyorlar. Üstüne bakıyorlar, iyi giyindiysen gömleği çıkartıyorlar, soğuğu hissetsin diye. Adet olarak 15 gün hücre cezası veriyorlardı. 15 günden sonra başka bir gerekçe bulup bir 15 gün daha verirlerse yüzde yüz verem oluyorsun. Birinciden açlık,  ikincisi soğuk.”

KAYNAK: Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi TRT belgeseli. Yönetmen Neşe Sarısoy Karatay. http://www.kirimoglu.org/

DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN

Bülent Pakman. Eylül 2014. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntılanamaz.

Kırım ve Kırım Tatarları ile ilgili tüm yazılarımız:
KIRIM TATARLARI
KIRIM HANLIĞI
KIRIM TATARLARININ GÖÇLERİ
GÖÇLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
KIRIM
Sivastopol
Yalta
Gözleve
MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU
Sürgün (1) _ Can Pazarı (2)
Küllerinden Yeniden Doğmak (3) _ Sürgünde Yeşeren Vatan (4) _ Cesur insanlar Kremlin’e karşı (5)
Sovyet Hapishanelerinde Bir Kahraman (6)_ Sürgünlere Rağmen Yine Kırım Yine Kırım (7)
Ya Vatan Ya Ölüm (8) _  Evimizi Geri verin (9)
İSMAİL GASPIRALI (Bölüm 1)
İSMAİL GASPIRALI (Bölüm 2)
İSMAİL GASPIRALI (Bölüm 3)
İSMAİL GASPIRALI (Bölüm 4)

Bekir Çobanzade

Facebook Widgets

IMG_2080Bülent Pakman kimdir?

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.