İslam’da Evrim var mı?

Darwin İslam’dan kopya çekmiş

Evrimleşmeyi Darwin’den bin küsur yıl önce ele alan ve inceleyen İslam düşünürlerinin evrimleşmeye bakış açılarının Darwin’den tek farkı evrimleşmenin rastlantılarla ve bilinçsiz değil, Allah’ın irade, planlama ve kontrolu ile meydana gelmiş olduğuna inanmalarıdır. Nasıl, bağnazlar dışındaki inanç sahiplerine göre doğa olaylarının bilimsel açıklamaları vardır ilaveten bunlar herşey gibi İlahi Yönetim Mekanizmasının kontrolu altında meydana geliyorlarsa evrimleşme de öyledir.

Kur’an

Bakınız Kur’an Darwin’den 12 küsur asır önce neler diyor:

O ki, sizi halden hale/evreden evreye geçirerek yarattı.” (Nuh 14)

Ve Allah sizi bir bitki gibi yerden bitirdi.” (Nuh 17)

Allah tüm canlıları sudan yarattı. Onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde (Nur 45)

Yemin olsun ki, biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık. (Müminun 12)

Yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır. Ve insanın yaratılışına çamurdan başlamıştır. Sonra onun neslini bir usareden, hor görülen bir sudan oluşturdu. Sonra ona biçim verdi ve ona kendi ruhundan üfledi. İşitme gücü verdi, gözler ve gönüller verdi (Secde 7-9)

Onun ayetlerinden biri de sizi, topraktan yaratmış olmasıdır. Sonra siz bir insan türü oldunuz, her tarafa yayılıyorsunuz (Rum 20).

Kuran’a göre evrimleşme vardır ve onu planlayan, geliştiren Allah’tır. İnsan vücudunda toprakta olan aynı maddelerin ölçülü şekilde var olduğu, insan hücrelerinin temel maddesinin su oldugu ve bunların eksikliği halinde sağlık sorunları/ölüm meydana geldiği bilinmektedir.

İbn Miskeveyh

İslam filozofu İbn Miskeveyh, el-Fevzu’l-Aşgar’ adli eserinde Darwin’den 850 yıl once felsefi planda evrimleşmeyi incelemiş ve Darwin’in vardığı sonuçlara daha o zamandan varmıştır. İbn Miskeveyh’e göre, yüksek alemden inen nefs (ruh) çeşitli dünya varlıklarında kendini göstere göstere tekamül etmiş, nihayet insanlık mertebesine gelmiştir. Bu süreçte, hayat eserini ilk kabul eden varlık bitkidir. Aşağı düzeyinde bitki tohumsuz ürer. Otlar gibi. Bunlar minerallerden, azıcık hareket yeteneğiyle ayrılırlar. Hayat eseri nefs, bitkilerde güçlenmeye devam eder, gelişir, tohumla üreyen bitkiler meydana gelir. Bunlardan sonra köklü, yapraklı ve meyveli ağaçlar türer. Ağaçların ilk mertebesi dağlarda, çöllerde, adalarda kendi kendine bitenlerdir. Bunlar türlerini tohumla sürdürmekle beraber, ağır hareketlidirler. Sonra zeytin, nar, elma, incir ve benzeri gibi güzel toprağa, tatlı suya, ılımlı havaya ihtiyacı olan ağaçlar türer. Nihayet evrim, üzüm ve hurma ağacına ulaşır. Bitkiler alemi, hurma ile, tekamülünün son sınırına varmış olur. Hurmada artık hayvan özelliği belirmeye başlamıştır. Hayvanla arasında çok benzerlik olan hurmanın erkeği dişisi vardır. Meyve vermesi için hayvanlardaki birleşmeye benzer biçimde tozlanması gerekir. Kök ve damarlarından ayrı olarak, hurmada temel bir organ daha vardır ki, buna bir şey oldu mu hurma ölür. Bu organ, toprağın içindeki baştır. Bu baş, hayvan beyni gibi görev yapar. Bu baş toprakta kaldıkça, hurmanın hayatı sürer. Hurma, bitkinin son, hayvanın ilk mertebesidir. Bundan sonra azıcık hareket yeteneğine sâhip, köksüz yaşayabilen, yalnız dokunma duyusu olan hayvanlar oluşur. Hayvanlar aleminde ilk mertebe, kısmen hareket edebilen, sadece dokunma duyusu bulunan sedef ve salyangoz gibi hayvanlardır. Evrim devam eder, kurtçuklarda, kelebeklerde olduğu gibi duyu gücü artar. Hayat eseri nefs, evrimle güçlenir, köstebek ve benzeri gibi dört duyu sâhibi hayvanlara, oradan da karınca, arı ve gözleri boncuğa benzeyen, gözkapakları olmayan hayvanlara varır. Bunlarda henüz görme duyusu zayıftır. Bunlar da derece derecedir. Kimi aptaldır, hisleri cevvâl değildir; kimi zekidir, hisleri lâtiftir; eğitilebilir, emir ve yasağı kabûl eder, sözden anlar. Evrimleşme, köstebek ve benzeri 4 duyu sahibi hayvanlarla devam edip 5 duyu sahibi, terbiye edilebilir hayvanlara ulaşır. Bu mertebede at ve şahin tipiktir. Evrimleşmenin insanlık mertebesine bağlanma noktasında maymunlar ve benzeri gelişmiş hayvanlar görülür. Bunlarla insan arasında az bir mesâfe kalmıştır. Burası atlanınca nefs, insan olur. Bu noktaya gelince nefsin boyu düzelir azıcık tefrik gücü, bilgi kazanma yeteneği oluşur. Kutup  bölgelerinde yaşayan bu ilkel insanlarla hayvanlar arasında büyük fark  yoktur. Bunlardan hikmet sadır olmaz, komşu uluslardan da bilgi öğrenmezler. Bu yüzden hâlleri bozuk, yararları azdır. Evrimleşen orta kuşaktaki insanlar, işte, gördüğün bu zekâ, bilgi ve beceri düzeyine gelmişlerdir. Ve evrimleşme devam etmektedir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı

Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya (Marifetname) göre ise: Varın yok olması, yokun var olması mümkün değildir. Var dâima var, yok da dâima yoktur. Varlık, bir mertebeden diğer mertebeye, bir halden diğer hale geçebilir. Allah’ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur ile birbirine karışmış, unsurların çiftleşmesinden önce madenler, sonra bitkiler, sonra hayvanlar vücuda gelmiş ve hayvan kendine özgü tekamülü tamamlayınca da insan vücuda gelmiştir. Madenlerle bitkiler arasındaki geçiş-varlık mercan, bitkilerle hayvanlar arasında geçiş-varlık hurma, hayvanlarla insan arasında geçiş-varlık maymundur. Cümle organları, kıl ve kuyruktan başka içi-dışı insana benzer. Varlıklar mertebesi bir düzenle sıralanıp insan mertebesinde son bulur. Gaye, varlığın özü olan insanın meydana gelmesidir. Son mertebede, ahlaken yükselip Tanrı huylarıyla vasıflanan kişi, bilginin kemaline erip kulli akla kavuşmuş ve bu mertebede varlık dairesi birleşip tamamlanmıştır.

Kur’ân tefsirinin çeşitli yerlerinde bu görüşe dikkat çeken M. Hamdi Yazır, şöyle der: “İnsanın şu veya bu hayvandan tekâmül etmesi, onun değerini düşürmez”.

Lavoisier’den (1743-1794) önce, Erzurumlu İbrahim hakkı Hazretleri, “varın yok, yokun var olamayacağını” ortaya koymuş, daha sonra Lavoisier kimyasal deneylerle bu görüşün doğruluğunu ispatlamıştır.

Einstein ise madde-enerji dönüşümünü göstererek bu görüşü bir ileri düzeye getirmiştir.

İbn Miskeveyh ve Erzurumlu’nun teorilerinde tabii ki birçok hatalar vardır. Ama Darwin’in teorisinde de birçok hatalar vardı. Darwin’in elinde olan imkânlar bu iki kişide olsaydı, onlar belki de daha iyi bir teori ortaya koyacaklardı.

Hz. Adem

Alusi’nin aktarımına göre, İmamiyye’den Cami-ül Ahbar adlı eserin sâhibi, bu kitabın beşinci bölümünde şöyle demektedir: “Atamız Âdem’den önce, her biri arasında bin yıl bulunan otuz Âdem gelip geçmiştir. Onlardan sonra elli bin yıl harap kalmış, sonra elli bin yıl yeniden şenlenmiş, sonra atamız Âdem yaratılmıştır”.

İbn Babveyh, Kitabu’t-Tevhid adlı eserine göre, Cafer-i Sadık şöyle demişti: “Siz sanırsınız ki yüce Allah atanız Âdem’den başka insan yaratmamıştır. Hayır, vallahi bin kere bin Âdem yaratılmıştır. Siz, Âdem’lerin sonuncususunuz”.

Muhammed Bakır ise şöyle demişti: “Bizim atamız olan Âdem’den önce bin kere bin yâhut daha fazla Âdemler gelip geçmiştir”.

Muhiddin’i Arabi Fütuhat adlı eserinde, “Âdem’den kırk bin yıl önce başka bir Âdem’in yaşamış olduğunu” söylemektedir.

Müslüman mütefekkir ve âlimlerin, Kur’ân’da sözü geçen Âdem’in ilk insan olmadığını, Âdem’e gelinceye kadar binlerce insan soyunun gelip geçtiğini söylediklerini görüyoruz.

Evrim hakkında yorum yapan diğer İslam mütefekkir ve alimler

Ebu Osman Amr bin Bahr el-Cahız (776-869):

Birinci dereceden metafizik ve ikinci dereceden fiziksel faktörler altında, türler, yeni türleri meydana getirecek kadar değişiklik geçirebilir. Bu değişiklikler sonunda, tamamen yeni türler ortaya çıkar”.

Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Biruni (973-1051):

Canlılar sun’î seçim yoluyla evrimleşir ve evrimleşmenin ölçüsü ‘Tabiat ekonomisi’dir. Tabiatta bir iktisat vardır, başıbozukluk yoktur. Varlıkların evrimleşmesi ve çoğalmasını tabiattaki bu tabiî iktisat gücü yönetmektedir”.

Abdul Malik İbn Muhammed İbn Tufeyl (…-1186):

Güneş ısı ve ışığı, su, toprak ve havadan meydana gelen uygun bir biçimdeki karışıma tesir ederek mayalandırabilir. Bu mayalanmış çamur hâlden hâle geçip nihâyet güzel bir şekil alınca, Allah ona ruh verir”. İbn Tufeyl, cansız maddelerin karışımından ve bu karışımın kimyasal evrimi sonucu ana-babasız meydana gelen ilk insanın tabiata nasıl uyum sağladığını Hayy bin Yakzan adlı eserinde anlatır.

İhvan-ı Safâ Risâleleri (900-1000).

Kınalızâde Ali Efendi (1510-1572) ve diğerleri…

Darwin ile ne farkları var?

Fark imkânlarda  değil, metodolojide. Darwin seyahat etti, resimler çizdi, notlar tuttu ve tefekkür edip bir teori ortaya koydu; onun için müsbet ilme uyar. Diğer zevat ise tamamen teolojik ama o akıl yürütme silsilesi içerisinde rasyonel, ontolojik temelli tefekkür ettiler; onun için müsbet ilme uymazlar.

Erich Von Daniken Tanrıların Arabaları adlı kitabında insan soyunun evriminde uzaydan gelen varlıkların müdahalesi olduğunu ileri sürmektedir. Bu hem Darwin’in teorisideki insana geçişe hem de İslam dini açısından Allah’ın müdahalesine açıklık getirmekte yani evrim teorisini tamamlamaktadır.

İlkel insanlar yağmuru salt Tanrı’nın yaptığı bir olay olarak görürlerdi. Sonra yağmurun nasıl yağdığına bilimsel açıklama getirildi. Hem Allah’a hem de bilime inananlar Allah’ın hokus pokus yapmayacağını bilirler. Yani yağmur tesadüfen değil planlı bir şekilde ama bilimsel açıklaması olan belli bir yöntemle yağar. Buna göre Hz. Musa’nın yarılan Kızıldenizden geçişinin de tesadüfen olmadığı ancak onun da bilimsel açıklaması olduğu belirtilebilir. Örneğin o anda belki de ondan bir süre önce meydana gelen bir deprem ya da daha büyük kıta ötelenmesi gibi doğal bir olaydan kaynaklanan büyük bir gelgit olmuş olabilir.

Güney Afrika’da bir mağarada keşfedilen ve “Karabo” (Yanıt) olarak adlandırılan iki milyon yıllık 13 yaşındaki bir çocuğa ait iskelet bilim dünyasını şaşkınlığa uğratmıştı.
2008 yılında keşfedilen “Karabo”nun ellerinin kesinlikle alet yapabilecek kapasitede olduğu, insan eline benzerliği şok etkisi yaratırken, bu canlı insanla maymun arasında evrim sürecindeki kayıp halka olarak kabul ediliyor.

Sonuç olarak, kişisel düşünceme göre, evrimleşme konusunda Darwin teorisinin bilimsel açıdan İslam ile ters düştüğü söylenemez ve bir çok konuda oldugu gibi Tübitak’da Dr. Çiğdem Akutman’ı görevden alan dinci zihniyetin bundan da bihaber olduğu görülmektedir. Aynen kriz karşısında uyguladıkları hamdolsun politikası zihniyeti. Dincilere göre örneğin TV’lerde hava tahmini yaparken “yarın Allah’ın iradesiyle yağmur yağacak” demeyen sunucuların da görevden alınması gerekir. Düşünün bu dinciler iktidardadırlar ve din devletini tesis için planlı şekilde ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Son söz: İNSAN AKIL YÜRÜTMELİDİR.

Bazı bölümlerde Dr. M. Kerem Doksat’ın  http://www.keremdoksat.com/index.php/entry/inanc-sistemleri-dinler-ve-evrim makalesinden yararlanılmıştır.

Bülent Pakman Temmuz 2009. Son güncelleme Ağustos 2013. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden kısmen veya tamamen alıntılanamaz.

İslam dini ile ilgili yazılarımız:

İnanç ve siyasete ilişkin yazılarımız:

Madde ötesi aleme ilişkin yazılarımız:

Reenkarnasyon

Yazılarım izin alınmadan aktif link verilmeden kısmen ya da tamamen alıntılanamaz, yayımlanamaz.

Facebook Widgets

Abu Dhabi 2013

Abu Dhabi 2013

Bülent Pakman kimdir?

10 Responses to İslam’da Evrim var mı?

  1. Şimal dedi ki:

    Be hey gafil dünyaya yemek,içmek,tozmak için gelmedin; laikliği tahsis etmek için de gönderilmedin herşeyde Rabbine hamd et, onun yarattığı herşey için tefekkür et , adaleti İslam Hukukuyla tanzim et çünkü o hukuk onun gönderdiği hukuktur. O demişse doğrudur bir hikmeti vardır. …. unutma ebu cehil de birçok dil biliyordu, okumuşluğu vardı ve kabile reisiydi fakat Allah’a ve rasulune inanmadığı için Allah tarafından ‘cahillerin babası’ olarak nitelendirildi.Anlayana…

    Beğen

  2. safa dedi ki:

    Hahaha evrimi red edemeyen müslümanların yeni çıkış noktası. “Kuranda yazıyor zaten!” çok komiksiniz. Her şey kuranda yazıyor zaten. Aynen bu kafayla devam.

    Beğen

    • bpakman dedi ki:

      İbn Miskevehy’in kitabının Kur’anla hiçbir ilgisi yok. Burada söz konusu olan bu kitaptır.

      Beğen

    • Serkan dedi ki:

      Kuranda evrime aykiri birsey yok zaten. Sorun insanlarin Kuranda olmayan seyleri ona atfetmeleri daha sonrada bu kabullerine aykiri bilimsel gerceklerle karsilasinca geri adim atamamalari. Kurani “okuyan” biri olarak insanin biyolojik atasinin maymunsu adamdan (Ape) gelme ihtimali benim icin pekala kabuledilebilir bir konu. Allah yeryuzunde bir halife yaratacagini (insan) soylediginde Melekler ona itiraz ettiler “insanin” yer yuzunde bozgunluk yaratacagini dusunduler .Meleklerin daha once varolmamis bir varlik hakkinda boyl bir yargida bulunmasi pek mumkun degil. Bu pekala insanin biyolojik atasi olan insansi maymun olabilir ama onu insan yapan Allahin ona ruhundan uflemesidir. Zaten bakarsaniz insan varlik bilincine sahip olmasiyla dunyadaki hicbir canliya benzemez.

      Beğen

  3. mehmetalp dedi ki:

    “Evrim varsa Tanrı yoktur, Tanrı varsa Evrim yoktur” diyerek yıllarca insanları şartlandırdılar.Evrimin tesadüfen değil de Allah’ın kontrolünde kainatın ve canlıların yaratılması olduğunun anlaşılmasının önüne geçtiler.Halbuki Kur’an sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi bu gerçeği vurgulamaktadır:
    “İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?” (Insan, 76/1) ayeti de insanın insan sayılabilecek özellikte olmasına kadar uzun bir süreç olduğunu göstermektedir.

    Ayrıca; “İnsanlar tek bir topluluktu. Daha sonra Allah onlara müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler gönderdi.”(Bakara, 2/213). Ayette insanların kök birliğine sahip tek bir topluluk olduğu, sonra da kendilerine peygamberler gönderildiği ifade ediliyor. Hz. Adem ilk peygamber olduğuna göre ondan önce insan cinsinin bulunması zorunlu hale gelmektedir.Ayrıca Muhyiddin Arabi’nin aktardığı bir hadise göre: Bu alemden Adem’den evvel yüz bin Adem’ler geçti.
    Kısacası, bu ayetlere ve hadise göre; Hz. Adem ilk biyolojik insan değil iyi ve kötüyü birbirinden ayırma gibi yüksek özelliklerle donatılmış ilk insan ve buna bağlı olarak ilk peygamberdir.(En doğrusunu Allah bilir).

    Beğen

  4. Geri bildirim: GERÇEK İSLAM BUDUR! OKUYUN, PAYLAŞIN!!! | Sosyal Yazılar

  5. Geri bildirim: İslam ve evrim teorisi | Sosyal Yazılar

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.