Haliçte Yaşamak

DENİZ KENARI

Sahil boyuHanefi Avcı Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabında İstanbul da görevliyken, işiyle evi arasında Haliç’ten geçmek zorunda olduğunu, o zamanlar Haliç in berbat koktuğunu, camları kapatıp, burnunu tıkadığ­ı halde midesinin bulandığ­ını anlatıyor. Kendisi bu haldeyken, insanların Haliç kıyısındaki parklarda dolaşması, hatta piknik yapması dikkatini çekmiş.  Sürekli kötü ortamda bulunan insanların, bir süre sonra uyum sağ­ladığ­ını, içinde bulundukları çirkinliğ­i fark edemediklerini anlamış. Eski Haliç’in bir benzeri Bakü’de Hazar denizi kıyısında Sahil Boyu denilen yer. Koku ise neft (petrol) ile lağ­ım karışımı denize yaklaştıkça hissedilen Haliç benzeri bir koku.

Bir defasında Bakü’lüler sahil boyunda deniz kıyısında toplanmış denize bakıyorlardı. Biz de merak ettik gittik. Bir de ne görelim, simsiyah denizin daha do­ğrusu çamurun içerisinde küçüklü-büyüklü oltalık balık kaynıyor.  Zavallılar daha büyük balıklardan kaçmak isterken oralara düşmüşler anlaşılan. Başka günlerde de böyle kaçkın balık sürülerine  hatta sahilde balık tutanlara rastladık.

Buna rağ­men Bakü halkı özellikle yaz akşamlarında bu sahil boyunu dolduruyor, çok güzel giyinen kadınlarıyla kızlarıyla parklarda, cafelerde oturuyorlar. Yabancılar da hafta sonu ve akşamları burada tempolu yürüyüş yapıyorlar. İlk geldiğimizde evin yakınlığ­ından dolayı eşimle biz de burada her akşam spor amaçlı volta atıyorduk. Sahilden iç tarafa koku gittikçe azalıyor. Bazen de nedense koku hissedilmiyor.  Rüzgara bağlı. Şehir merkezinden kuzeye doğru giderken Nobel Prospekti (caddesi) üzerindeki Kara Şehir denilen semt ve sonrası da sanayi tesisleri yüzünden asit kokuyor.

Bir Azerbaycan gazetesinde okuduğuma göre Hazar Denizinde, Bakü açıklarında BP (British Petroleum) şirketi petrolü hayli derinden çıkarıyor. Çıkanın büyük kısmı su olduğundan bu suyu denize geri atarken içindeki ağır metalleri de birlikte atmış oluyor. Bu da denizi kirletiyor. BP’nin nasıl bu şekilde çalışmasına izin verildiği konusunda fikrim yok.

GRİLİK

Koku demişken aklıma geldi, Türk vatandaşları Bakü hakkında bir fikrimizi söylesek, mesela Bakü sahili kokuyor desek  Azerbaycanlı dostlarımızdan alınanlar oluyor. Bu güzel ama aynı zamanda petrol şehrine aynı paralelde “gri Bakü” deyince de çok alınanlar oldu. Halbuki gri dediysek sebepleri var. Bakü’de eski binaların hemen hepsi Ağlay taşı ile kaplı. Ağlay taşı Bakü civarındaki ocaklardan çıkarılan sarı-krem renkli gözenekli, daha çok cephe kaplamalarında kullanılan doğal bir taş. Gözenekli olduğundan yıllar içerisinde yağmurlu suyla gelen isi çekip kararıyor. Bu yüzden kararan Bakü’nün eski binaları şehre gri bir renk veriyor. Bu gerçek karşısında Devlet kendi parası ile eski binaların cephelerini ana caddelerden başlamak üzere şehir merkezinden dışa doğru istikamette, iskele kurarak ya temizliyor, ya da üzerine yeniden kaplıyor, gri hatta kara rengi böylece açıyor. Ancak böyle binaların sayısı o kadar çok ki bu süreç ne zaman tamamlanacak tahmin etmek çok zor. Griliğin bir başka nedeni de yukarıda anlattığımız denizin rengi.

BEKLENTİLER

Azerbaycan’da kiminle konuşulursa  Azerbaycan Türkleri’nin, Türk vatandaşlarından çok şey beklediklerini anlamak zor olmaz.  Neredeyse kendileriyle ilgili ne varsa tenkid eden Azerbaycanlı kardeşlerimiz Türk vatandaşlarından herşeyin güzel, mükemmel, harika olduğu dışında bir şey gelince inciniyorlar. Ama dediğimiz gibi kendileri böyle şeyleri rahatça ifade ediyorlar. Mesela Samin Abdullayev İstanbul  seyahatinin son günlerinde Bakü’yü özlediğini yazmış, Uçağın tekerlekleri yere değdiğinde koşup eve gidip, aldığı hediyeleri sahiplerine verecek, bir çay içecek ve Bakü’nün “petrol kokan” havasını içine çekecekmiş: “Bakının neft qoxan havasını içimə çəkim…”. (yazının tamamı). Bunu biz  yazsak iş değişiyor zira bize karşı duygusallar ve bizden çok farklı şeyler bekliyorlar. Neden? Bunu şöyle açıklayalım: Allah Türkiyeli Türklerin bir omuzlarına Azerbaycanlı Türklerin de diğer omuzlarına görünmeyen birer kanat takmış. Her iki toplumu da uçmak için birbirine muhtaç etmiş.  Birbirlerini incitirlerse uçma şansını kaybetsinler diye. Ancak Azerbaycanlı dostlarımızla sohbeti ilerletip herşeyi detaylı konuşup, tartıştığımızda ne kırılıyorlar, ne de güceniyorlar, tam tersine bu tür sohbetler çok hoşlarına gidiyor. Bundan şunu anlıyoruz. Azerbaycan ve halkı hakkında özel sohbet etmek ile bunu “yazıya dökmek” tamamen farklı şeyler. Yazıda bizler ana dilimiz Türkçenin her türlü esnekliğini kullanabildiğimizden bazı Azerbaycanlılar Türkçeleri ne kadar iyi olsa da Türkçe bir kelimenin birçok farklı anlamı taşıdığını ve sizin de öyle değişik  bir anlamı kasdettiğinizi farkedemiyebiliyorlar. Türkiye Türkçesi o kadar iyi olmayanlarla ise kağıt üzerinde iş çok zor oluyor. Yüz yüze olunduğunda ise anlamadıklarını sorup açıklama imkanı olduğundan ve eninde sonunda anlaşabilindiğinden problem çıkmıyor.

DİĞER ÜLKELER

Peki Azerbaycanlı soydaşlarımız neden Türkiye’li soydaşlarından çok şey bekliyor? Bilindiği gibi Azerbaycan topraklarının 5 de 1 ini işgal eden Ermenistan’ın arkasında Rusya, ABD ve AB ülkeleri var. Özellikle Azerbaycan’da halk arasında Rusya’nın Azerbaycan’ın topraklarını geri almak için güç kullanmaması konusunda Azerbaycan’ı tehdit etmekte olduğu söylentisi hakim. Rusya, eski Sovyet Cumhuriyetleri siyasetine aktif olarak müdahil olma niyetini saklamıyor. Rusya’nın yeni Ortak Gümrük Birliği projesi, her ne kadar etraftaki tüm devletler tarafından kabul edilmese de birçok cumhuriyetçe kabullenileceğe benziyor. Diğer taraftan Azerbaycan’ın Rusya’ya gaz satan, denildiğine göre 450 000 vatandaşı Rusya’da çalışan bir ülke olduğunu da unutmamak gerekir. Rusya’da yaşayan veya oraya çalışmak için giden Azerbaycan vatandaşları Azerbaycan’daki aileleri için önemli para kaynağı teşkil etmektedir. Rusya, Azerbaycan ile ilişkilerin bozulması, özellikle Ermenistan ile ateşkesin sona ermesi halinde bu nüfusu sınırdışı edeceğine dair Rus medyasında haberler yayarak, psikolojik tehdit politikası izlemektedir. Azerbaycan’ın, Batı stratejilerini benimsemiş politik yaklaşımına karşı Rusya elindeki kozu değerlendirmektedir.

İran ülkesindeki 25 milyon civarında Güney Azerbaycan Türklerinin Türklük bilincini kazanmaması için elinden geleni yapıyor. Bunun için de PKK’ya yardım ederek Türkiye’nin güçlenmesini önlüyor. Azerbaycan’a da kendi İslam rejimini ihraç etmeye çalışarak sonunda halkı bir nevi kendisine bağlı ya da en azından tehlike arzetmeyecek bir ülke haline getirme amacında. Ayrıca İran ile Hazar denizinin petrol sahası konusu hala çözülmüş değil. İlişkilerin bu yüzden neredeyse savaş ortamına sürüklendiği 2001 yılı Ağustos ayında Türkiye Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu Türk Hava Kuvvelerinin jet gösteri timi Türk Yıldızlarını alarak Bakü’ye gelmiş, Türk jetleri Hazar üzerinde gövde gösterisi yapmıştı. Bu konudaki yazımızı okumakiçin TIKLAYIN.

Azerbaycan Türkleri Amerikalıların ve İngilizlerin iyi niyetli olmadıklarının farkındalar ve onlara hiç güvenmiyorlar. Gürcistan’da etkili olan Soros, Azerbaycan’da da etkili olma amacında. Yer altından, yer üstünden sürekli faaliyet içerisinde. Gürcistan’daki son siyasi değişiklikler Rusya’ya tekrar yakınlaşma ihtimalini artırmaktadır. Bu sebeplerle Gürcistan’dan da hayır yok.

Türkmenistan ile Azerbaycan’ın kara sınırı olmamasına rağmen Hazar’daki petrol alanlarındaki ihtilaf halen çözülmüş değil.

Ermenistan ile Azerbaycan savaş halinde. 

Geriye sadece ve sadece Türkiye kalıyor ki ayrıca Türk halkı ile akrabalık da söz konusu. Son gelişmelere bakıldığında Türkiye için de benzer siyasi konjonktür söz konusu. O yüzden yazılarımızda devamlı Azerbaycan ve Türkiye’nin et-tırnak gibi, birbirlerine muhtaç olduklarını, birbirlerinden çok şey beklediklerini vurguluyoruz.

Konumuza dönersek, 1-2 yerde kokular var ama yine de çok büyük bir şehir olan Bakü’ye gelmeden önce duyduğumuz  “Bakü kokuyor” diyenler abartmışlar. Grilik de gittikçe azalıyor.

Bülent Pakman. Aralık 2012. İzin alınmadan, aktif link verilmeden yayımlamaz, alıntı yapılamaz.

Azerbaycan’da Kimlik ve Dil

Azeri diye bir millet var mı?

YANLIŞ: Türkiye’de Azerbaycan Türklerine “Azeri” konuştukları dile de “Azerice” denmektedir.  Azerbaycan resmi politikasında bu tanımlar  “Azerbaycan Halkı”, “Azerbaycanlı” ve “Azerbaycan’ca”, “Azerbaycan Dili” şeklindedir. Bunlar külliyen yanlıştır.

Bir: Azerbaycan bir coğrafya ismidir, millet değil, Ayrıca soyu bilinen, kendine has dili olan halklar coğrafi adlarla kimliklendirilemezler. 
İki: Azeriler İran’da yaşayan küçük bir etnik topluluktur. Azeri sözcüğü, ilk defa olarak, tarihin en azılı Türk düşmanı Stalin, daha sonra ise hasta beyinli İran-Fars şovenistleri tarafından, Azerbaycanlıların Türklük şuurunu yok etmek, unutturmak için uydurulan sahte bir kimliktir. Eğer Ruslar, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde Allah korusun Anadolu ya hakim olsalardı, orada da benzeri şekilde Egeli, Karadenizli ve İzmirli diye uyduruk milletler ve kimlikle yaratmaya çalışırlardı.

DOĞRU:  “Azerbaycan Türkleri” ve “Azerbaycan Türkçesi”.

Azerbaycanlılar Türk müdür?

Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!

Bahtiyar VAHAPZADE

Azerbaycanlılar Türktür dilleri Türkçedir

Arama motorlarında bulunabilmesini kolaylaştırmak için yazılarımızda arada Azerice ve Azeri kelimeleri kullanılmaktadır.

Azerbaycan’da Türk milleti vardır, dilleri Türk dilidir

AZERBAYCAN GÜNLÜKLERİ

Bakü’ye gelmeyi düşünen “özellikle beyaz yakalı” Türk vatandaşlarına yardım için şahsi görüşler yanında bazı bölümleri kaynakları verilmiş yorumlu-yorumsuz alıntılarla derlenmiştir, tenkidi (eleştirel) ya da başka hiç bir amacı yoktur.  Yaşanmakta olan hızlı gelişimler sonucu çok şeyin değişmekte, güncelliğini yitirmekte olduğu da göz önüne alınmalı, burada yazılan her şeyin doğru ve aktüel olduğu düşünülmemelidir.  Kelimelerin çoklu anlamlarında ve ifadelerde tam bilgi sahibi olunmadan değerlendirmeler yapılması da yanlış anlamalara sebep olabilir. 

Başka yerlerde bana ait olarak gösterilen yazılarla ilgim yoktur. Özellikle fotolar eklenmiş, orası-burası, fotoları, alıntıları, linkleri silinmiş olanlarla. Özgün yazılarım sadece buradadır.

IMG_2654Bülent Pakman kimdir?

Azerbaycan coğrafyası ve Azerbaycan Türkleri aşağıdaki günlüklerde anlatılmaktadır. Okumak için lütfen tıklayın:

Parçalanan Azerbaycan

Kuzey Azerbaycan

 

 Şahdağ Azerbaycan 2013

Şahdağ Azerbaycan 2013

1 Responses to Haliçte Yaşamak

  1. Geri bildirim: Azerbaycan’da damat adayına öğütler | Pakman World

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.