Azerbaycan Türk Milliyetçiliği

Azerbaycan Türk Milliyetçiliği ve Siyasi Liberalizm. Dr. Afgan VELİYEV 25/12/2013

XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Azerbaycan’da, eski geleneksel toplum biçiminden kopma anlamında, milletleşme ve milliyetçilik hareketinin yükseliş dönemi başlamıştır. 1850 – 1905 yıllarında kendisini daha çok kültürel alanda gösteren milliyetçilik hareketi, 1905 Rus devriminin getirdiği yumuşamadan faydalanarak siyasal alana da geçmiştir.

     Azerbaycan’da “milletleşme” ve “milliyetçilik” sürecinin başlamasında ve gelişmesinde, Mirza Feth Ali Ahundov, Hasan Bey Zerdabi, Şeyh Cemalettin Esatabadi (Afgani), Hacı Mirza Hasan Rüştiye, Mehmet Ali Terbiyet, Celil Mehmetkuluzade, Mirza Ali Akper Sabir, Ali Bey Hüseyinzade, Ahmet Bey Ağaoğlu, Ali Merdan Bey Topçubaşov vs. gibi aydınların rolü olmuştur.

     Genişleyen sosyal ve siyasî hareket içerisinde, o dönemde Anayasa uğrunda yapılan İran Azerbaycanı’ndaki Setterhan Meşruti hareketi, Rus Azerbaycan’ında Mehmet Emin Resulzade’nin önderliğinde gerçekleştirilmiş Azerbaycan Cumhuriyeti, yine Güney’de Şeyh Muhammet Hiyabani’nin başını çektiği Azadistan Devleti ve Seyit Cafer Pişeveri’nin kurduğu Millî Azerbaycan Hükûmeti Azerbaycan’da milletleşme ve milliyetçilik sürecinin ve hareketinin gelişmesinin bariz belirtileridir. Azerbaycan’da milletleşme sürecinin tanımlanmasında iki unsur ortaya çıkmıştır,

1.- Toplum üyelerinin oluşturulmuş aynı milli kimlik bilinci etrafında toplanıp bütünleşmesi çabası.

2.- Demokratikleşme amacıyla geleneksel toplum biçiminden kopuş ve aktif vatandaş mevkiinin biçimlenip millî iradeye dönüşmesi çabası..

     Milletleşmenin birinci yükseliş dalgası döneminde, Rusya egemenliğindeki Kuzey Azerbaycan’da, bu unsurların her ikisi de önem kazanıp öne çıktığı için hem “Azerbaycan Türk milleti” kavramı biçimlenmiş, hem de milletin bağımsızlık hedefi Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kurulması ile sonuçlanmıştır. [1]  Bu gelişmede ortak görüş siyasî liberalizim biçimindedir.

        Azerbaycan Liberalleri kendilerini geniş bir şekilde teşekkül etmiş Rus liberal hareketinin takipçileri olarak görüyorlardı. [2]  Azerbaycanlı liberallerin çoğunluk bir bölümünü Rusya ve Batı’da eğitim görmüş aydınlar, sanayiciler ve tüccarlar oluşturmaktadır. Rusya’da yenileşme ve milliyetçilik hareketinin doğurduğu siyasî, sosyal ve toplumsal gelişmelerin içerisinde yer alan liberalizm hareketi millî, kültürel ve entelektüel etkileriyle sadece Azerbaycan toplumunu değil, aynı zamanda Rusya Müslümanlarını da kapsayan bir hareket başlatmıştır.

     Bu hareket toplumun orta tabakasını, mevcut sisteme ve düzene karşı ayaklandırıyordu. Belirttiğimiz gibi, liberalizm Batı’da ortaya çıkan, Batı kaynaklı siyasî bir akımdır. Mevcut bütün siyasî akımlar ve partiler içerisinde, çeşitli şekilde ve çeşitli amaçlarda kendisini belli etmektedir. Rıchard Pips, Azerbaycan aydınları üzerinde de etkili olan Rus liberal düşüncesinin oluşumunu, Rusya’da meydana gelen hızlı siyasî ve toplumsal değişimlere ve Batı’dan gelen etkilere bağlamaktadır. Rus Azerbaycan’ı Rusya’nın egemenliğinde olduğundan burada da liberal hareket, Rus liberalizmi esasında oluşturulmuştur.

        XX. yüzyılın başlarından itibaren Rusya ve Azerbaycan’daki siyasi harekette yeni bir toplumsal sınıf olarak ortaya çıkan burjuvazinin aktif rol üstlendiği görülmektedir. O dönemde faaliyet gösteren partiler, sosyalizmden etkilenerek sınıf partileri olarak tanımlanmıştır.  Bu partiler içerisinde burjuva partileri olarak tanımlananların sayısı daha fazla idi. Bir tarafta Çar hükümetine karşı muhalefet oluşturan burjuva demokrasisini savunan burjuva partileri karşı cephede ise liberal burjuva ve onu savunan burjuva partileri vardı.

       Lakin Rusya’nın siyasî hayatında yaşanan değişiklikler bu partilerin de stratejisinin değişmesini sağlamıştır. Rusya’daki liberal burjuva olarak tanınan gruplar 1902 yılının yazından itibaren P. B. Struven’in yayın yönetmenliğini yaptığı “Osvobojdeniye” (Bağımsızlık) adı altında bir dergi çıkarmağa başlamış ve bu dergi aracılığıyla kendi siyasî görüşlerini, sosyal ve toplumsal halka duyurmağa çalışmışlardır. [3]  Rusya’da liberallerin teşkilâtlanması daha 1899 yılında “Beseda” (Sohbet) adlı yarı legal derneğin kurulması ile başlamıştır.

        XIX. yüzyılın sonları XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan’daki yenileşme ve milliyetçilik hareketinin yaşandığı tarihi bir süreçte ortaya çıkan akımlar, Batı ile ilişkili toplumsal hareketliliğin bir parçası olarak nitelendirilebilir. Azerbaycan’da siyasî bir akım ve ideoloji haline gelen İslâmcılık, Türkçülük, Sosyalizm gibi siyasî akımlar, toplumsal kimliğin belirlenmesinde önemli etkendir. Bunlar Rusya’da liberalleşmeden yararlandılar. Rusya’da ortaya çıkan toplumsal ve siyasî hareketlilik Azerbaycan’da olaylara “millî” bir şekil ve siyasî bir anlam kazandırdı.

        Bu dönemde Rusya Müslümanları arasında millî ve medenî haklarının temin edilmesi için bir yenileşme hareketi başlatıldı. Bu yenileşme hareketi içerisinde ilk olarak iki cereyan göze çarpıyordu. Bunlar liberaller ve inkılâpçı radikal gençlik idi. “Azerbaycan’dan giderek Rusya’da eğitim gören çoğunluğunu, asilzade sınıflardan çıkan aydınlar Rus liberalizmi ile beraber gittikleri halde, millî terbiye gören genç ulus, Rusya cemiyetçiliğinin radikal ve inkılâpçı cereyanlarına temayül gösteriyordu”. [4]

        1905 yıllarında “Rusya Müslümanları İttifakı” döneminde dini görüşlerden ari bulunan radikal Azerbaycan gençliği kendilerini, sosyalizm akımının etkisine kaptırmışlardı. Rusya Müslümanları İttifakı Partisi’nin önderlerinden Ali Merdan Bey Topçubaşov ve diğerleri, düşünce itibariyle Rus liberalizminin mümessili olan P. N. Milyukov’un temsil ettiği Kadet teşkilâtına kısmen de olsa yakınlık ve sempati gösteriyorlardı. Rusya Müslümanları İttifakının Duma’daki Milletvekilleri Kadet teşkilâtına Duma’da (siyasî seçimlere ve meclise dayalı meşruti, anayasal, reformcu harekete) siyasî destek veriyorlardı. [5]

      “Onların bu tutumu, Bakû’de Türkçe olarak ya-yınlanan “Tekamül” adlı radikal-devrimci gazetede eleştiriliyordu. “Rusya Müslümanları İttifakı”nın önderleri  İsmail Bey Gaspırallı, Akçura Oğlu Yusuf, Sadri Maksudi, Fatih Kerimi Beyler ve diğerleri 1906 yılının Ağustos’unda Nijni Novgorod’da Ali Merdan Topçubaşov’un başkanlığını yaptığı İttifakın Üçüncü Kongresi’nde bir araya geldiler. Kongre aşağıdaki teklifleri kabul etmiştir; “Mezahibi muhtelife arasındaki fark haizi ehemiyet değildir. Bu farklar Rusya Müslümanlarının ruhani işleri için umumî bir müessese vücuduna dini açıdan bir mana teşkil etmez.” [6]

     Bu şekilde Müslüman-Türk halklarının kültürel haklarının savunulması Ruhani İdaresi temsili altında, milliyetçi bir programın uygulanmasını gündeme getirmiştir. Rus liberallerinin de desteğini alarak hazırlamış oldukları Programlarını, Duma’da yasallaştırmayı amaçlıyorlardı.

     Liberaller bütün ümitlerini, Devlet Duma’sının oluşturulması hakkında A. G. Bulıgin’in hazırladığı kanun tasarısına bağlamışlardı. 5 Ağustos tarihli Kaspi gazetesinde bunu, “tarihi karar” olarak değerlendirmişlerdir.[7]  Liberaller kanun tasarısında yer alan bir çok maddelerde anlaşma sağlayamazlarsa da devlet Duma’sında Rusya Müslümanlarına ilk defa yer ayrılması tarihi bir olaydı.

        A. G. Bulıgin’in Devlet Duma’sının oluşturulması hakkında hazırlayıp sunduğu kanun tasarısının onaylanması, Azerbaycan’daki liberal hareketi canlandırdı. A. M. Topçubaşov, A. Ağaoğlu, Ziyathanov ve Raşithan Şirvanski halkın isteklerini ele alan bir belge hazırladılar. Talepname niteliği taşıyan bu belgede, Zemstvo idareleri formasında yerli idare organları oluşturmak, zengin ve köylü Bankalarının bölgelerde şubelerini açmak,

Müslümanların devlet idarelerindeki hizmet ve görev alanlarını genişletmek, Hıristiyan kilise okulları gibi, Müslümanlar içinde medreseler açmak, bütün okullarda ana dilin öğretilmesine imkan sağlamak vb. yer almakta idi. [8]

        Azerbaycanlı liberaller önemli bir çalışma içerisine girerek “Bütün Rusya Müslümanları Kongresi”ni toplamak için harekete geçtiler. 1905-1907 yıllarında üç defa Azerbaycanlı liberallerinde katıldığı Rusya Müslümanları Kurultayı gerçekleştirilmişti. İlk kurultayda “Rusya Müslümanları İttifakı” adlı teşkilât kuruldu.

    Bu “ittifakın kurulmasındaki amaç; Rusya Müslümanlarını tek bir cephede birleştirmek ve onların birlikte hareket etmesini sağlamaktı. Topçubaşov’un başkanlığını yaptığı üçüncü kurultayda Rusya Müslümanları İttifakı’nı Rusya Müslümanlarının çıkarlarını temsil eden siyasî partiye dönüştürmek kararlaştırıldı.

        Ali Merdan Topçubaşov bu kongreler sürecinin önde gelen isimlerinden ve Kadetlerle yakın işbirliğinin başlıca mimarlarından birisiydi. Mayıs 1906’da Transkafkasya’da Birinci Duma seçimleri tamamlandı. Buradan altı Müslüman aday, Rusya’nın diğer bölgelerinden gelen on dokuz milletvekiline katıldı. Duma’daki Müslüman grubu temsil eden vekillerin çoğu Kadetlerin üyesi ya da sempatizanıydı.

     Ayrıca Rus Anayasal Demokratları Duma’da çoğunluk oluşturmalarına rağmen, kontrolü ele geçirmek için Müslüman grubun desteğine ihtiyacı vardı. Topçubaşov Müslüman grubunun organizatörlüğünü ve başkanlığını yapıyordu. Müslüman grup Kadetlerle işbirliği yaparak, Güney Kafkasya bölgesinin sömürge statüsünden duydukları rahatsızlıklarını dile getiriyor ve Zemstvolar ve çeşitli yasal garantiler talep ediyorlardı. [9]

        Rus Çar’ının 1907 yılında 3 Temmuz tarihli fermanından sonra, ister Rusya Müslümanları İttifakı Partisi ve isterse de Bakû Liberallerinin Konstitüsi Müslüman Partisi’nin Devlet Duma’sına olan güvenini sarstı.[10]  Rusya Müslümanları ve Türklerine bir darbe de, liberallerden geldi. Çarlığın “Türk Karşıtı” politikasına Kadetlerden de destek geldi. Kadetler Çarlığın Türk karşıtı politikasını desteklediklerini ilan ettikleri zaman, Azerî liberalleri onlara katılmakta tereddüt ettiler. Rus merkezi unitar devletine yapılan vurgu da Azerilerin Kadetlere sempatisinin azalmasına yol açtı. [11]

Bakû’de Kadet teşkilâtının Kafkasya’nın özerkliği görüşünü ortaya atması, Azerbaycan burjuvazisi tarafından tepkiyle karşılanmış ve onların Kadetlerden ayrılmasına neden olmuştu. Bu da Bakû’de Kadetlerin prestij’inin kaybına neden olmuştu. İnkılâbın başarısızlığa uğraması sonucu, İttifak ve Azerbaycan’daki liberal teşkilât faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldılar.[12] Yeni gelişmeler Rusya’da devrimci-demokratları öne çıkarmıştır.

1917 yılında Azerbaycan gazeteleri St. Petersburg’da Çarizm’in devrildiği haberini manşetlerden büyük harflerle duyurdu. “Mutlakiyet yıkılmıştır. Çar II. Nikolay  taht tacdan hakimiyetten vaz geçmiştir.” haberi Azerbaycan’da milliyetçiler ve Bolşevikler tarafından sevinçle karşılanmıştır. St. Petersburg’da “işçi, asker ve köylü” dünyanın güçlü İmparatorluklarından birini yıkmıştı!

     Rusya’da ihtilâl sonucunda “iki hakimiyetlilik” (ikili iktidar) çıkmıştı: “Sovyetler” ve “Geçici hükümet”. İktidarı paylaşılamamıştır. Matbuatta, mitinglerde Rodzyanko, Lvov, Milyukov, Guçkov ve Kerenski-nin adları, yeni lider ve ülke başkanı olarak tartışılırken, devrimi gerçekleştiren Lenin önderliğindeki Bolşevikler, hakimiyet ortağı olarak gözüken Menşevik, Kadet, Oktyabristler ve diğer güçleri devre dışı bırakmanın hesaplarını yapıyordu. Rusya önemli bir çıkmazın içine girdiği görüntüsü veriyordu.

     Mart ayının yedisine geçen gece Azerbaycan’da Bakû’de, Bakû işçi asker deputatları (vekilleri) Sovyeti kuruldu. Ülke’de bütün partiler açık faaliyete geçtiler. 9 Mart’ta Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teki Kafkasya Valiliği geçici hükûmetin fermanı ile “Özel Kafkasya Komitesi” olarak değiştirildi. V. A. Harlamov’un başkanlığında oluşturulan komitede Azerbaycan’dan IV. Duma vekili M.Y. Caferov’da yer almıştır. Mart ayının 16’sında Bakû’ye gelen Caferov onu karşılayan kalabalığı; “Azat Rusya’nın, azat vatandaşları” diye selamlamıştır.

     Azerbaycan’daki Bolşeviklerin gücünden ihtiyat eden Rusya’daki yeni hükümet hakimiyetini kalıcı kılmak adına, Azerbaycan’daki burjuvazi ve diğer grupların desteğini almak uğruna bir takım tavizler vermiştir. Geçici hükûmetin koyduğu yasaların uygulanmasını kolaylaştırmak için “Bakû İçtimai Teşkilâtları Şurası” ve “Bakû İcra Komitesi” oluşturuldu. “Azerbaycan’ın başkenti Bakû, o zamanki şartlarda, yalnız Rusya’da Sosyalist akımların ve Çar aleyhdarı hareketlerin kaynar bir ocağı değil, aynı zamanda Kafkasya’da yaşayan Müslümanların ve bilhassa Azerbaycan Türklerinin millî hareketlerine merkezlik yapan bir kent idi”.

     “Müsavat”, “Himmet” ve diğer partiler açık faliyete başladılar. Bakû’de “Rusya’da Müslümanlık”, Gence’de “Firgeyi Muhammediye”, “İttihat”, Erivan’da “İrşat”, Bakû’de İran işçileri’nin “Adalet” adlı yeni teşkilâtlar meydana geldi. Bakû’lü Tatarlar’da “Birlik” gazetesini neşretmeye başladılar.  Müsavat Partisi halkı, İslâm- Türk bayrağı altında birleşmeye çağırıyordu. Himmet Partisi de işçiler arasında inkılâbi çalışma yapıyor sosyalizm düşüncesini yaymaya çalışıyorlardı.

    Bu sırada Rusya’da yaşanan siyasî ve toplumsal olaylardan Azerbaycan’da nasibini almakta idi. İşçi hareketi lideri Lenin’in mühaceretten Rusya’ya dönüşü Rusya’da olduğu gibi Azerbaycan’daki işçi hareketini canlandırmış, “Bakinski Raboçi” ve “Himmet” adlı Bolşevik gazeteleri yayınlanmaya başlamıştır. Azerbaycan’da hakimiyet ve otorite boşluğundan doğan kargaşa yaşanıyordu. Ekim ayında Sant Petersburgda yapılacak olan II. Umum Rusya Sovyetler Kurultayı’na Bakû Sovyeti, S. G. Şaumyan, M. S. Semyonov, A. M. Raşkeviç ve sol Es-er İ. A. Suhartsevi Azerbaycan’ı temsil edecek delege olarak seçmiştir.

     Ekim Sosyalist İhtilâli’nin haberi Azerbaycan’a 26 Ekim’de ulaşmıştır. 2 Kasım’da Azerbaycan’da Sovyet hakimiyeti ilan edildi. İcra Komitesine ise Bolşevik S. G. Şaumyan, İ. Fioletov, Menşevik G. Ayolla, M. Mandelştam, Es-er M. Vasin ve Daşnak Arakelyan seçilmiştir. Azerbaycan’da Bakû Şehir Duma’sı halâ faaliyetini sürdürüyordu. 3 Mart 1917 yılında Bakû Şehir Duma’sı önünde yapılan mitingde Rusya’daki geçici hükûmetin tanınması ile ilgili karar çıkmıştı.

     10 Kasım’da Dumaya yeni başkan seçmek için yapılan toplantıda Müsavatçılar ve Kadetler vekil Feth Ali Han Hoyski’nin, Bolşevikler ve Menşevikler ise doktor Okanşeviç’in adayılığını koymuş, Feth Ali Han Hoyski Duma’ya başkan seçilmiştir. Lâkin  Bakû Şehir Duması’nın ömrü uzun sürmemiş, Çarlık dönemi idare şekli olduğu için itibarını kaybetmiş, onun yetkileri Bakû Sovyetine geçmiş, birkaç aydan sonra ise resmen kapatılmıştır. Komünist A. Caparidze Bakû Sovyeti İcraye Komitesinin başkanı seçilmiştir.. Çar idareleri olan jandarma idaresi lağv edilerek reisi hapis edilmiştir. Bakû Gubernatoru Batalov ve Garnizon reisi Klokfel ise görevinden alınmıştır.

        12 Aralık 1917 yılında Bakû Sovyeti’ne seçimler başlamış, 48 Bolşevik, 85 Es-Er, 36 Taşnak, 18 Müsavatçı ve 13 Menşevik Bakû Sovyetine seçilmiştir. Bakü Sovyeti Azerbaycan’da tam hakimiyet sahibi değildir. Burjuvazinin ağırlık oluşturduğu Şehir Duma’sında, Müslüman Millî Şurası Bakû Sovyeti yönetimine tabi olmak istememiştir. Es-Er, Müsavat, Kadet ve Menşeviklerin desteğini alarak hakimiyetin Şehir Duması’na verilmesi talebinde bulunmuştur. Ekim Devrimi ve Bolşevik iktidarı, Bakû Sovyeti dışında Kafkasya milliyetçi partileri tarafından oybirliği ile reddedilmiştir.[14]

        2 Nisan 1917 yılında Gence’de Nesip Bey Yusufbeyli Başkanlığında yeni oluşturulmuş “Türk Ademi Merkeziyet Parti”sinin mitingi yapılmıştır. Azerbaycan’ın istiklâlini ve bağımsızlığını isteyen halk sloganlarla bunu ilk defa coşkulu bir şekilde bu mitingde dile getirmişlerdir. Azerbaycan’daki teşkilâtların programında 1917 yılına kadar Azerbaycan’ın “hür devlet” şeklinde teşekkülü isteği ve talebinde bulunulması meselesinden daha ziyade, Kafkasya’nın bağımsızlığı, diğer bir değişle konfederasyon çatısı altında kendi yönetimini oluşturma talebinden başka, ileriye dönük bir çalışmanın eksikliği söz konusu olmuştur.

     Milliyetçi hareket 1913 yılında Ramanovlar sülâlesinin 300 yıllı münasebetiyle ilan ettiği af fermanından faydalanmıştır. Türkiye’deki muhaceret hayatından yurda dönen Mehmet Emin Resulzade gibi önderin aralarına katılması ile yeni bir boyut kazanmıştır. Resulzade Müsavat partisine katılarak, parti programının değiştirilerek İslâmcılıktan Türkçülüğe yönelmesini ve milliyetçi hareketi örgütlemesini sağlamış, İkbal, Dirilik, Şelale gibi basın organlarında milliyetçilik, Türkçülük ideolojisinin tebliğ edilmesine öncülük yapmıştır. Azerbaycan yenileşme ve milliyetçilik hareketi tarihinde vurgulanması gereken diğer hususta, 26-31 Ekim 1917 yılında Nasip Bey Yusufbeyli liderliğindeki Türk Ademi Merkeziyet Partisi’nin, Mehmet Emin Resulzade liderliğindeki Müsavat Partisi çatısı altında birleşmesidir.

        XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başlarında Azerbaycan’daki siyasî gelişmeler sonucunda ortaya çıkan, yenileşme ve milliyetçilik hareketi çeşitli siyasî akımların ve çeşitli siyasi güçlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Siyasî akımlar ve siyasî oluşumlar geniş halk kitlelerini hareketlendirerek, çeşitli ideoloji ve amaçlara yönelmesini sağlamıştır. Çağdaş Azerbaycan’da Batı ve Doğu, İslâm ve Hıristiyanlık değerleri karşı karşıya durarak durumu daha da karmaşık hale getirmiştir.

     Millî kimlikte ve millî bilinçte var olan sorunlar yabancı etkilere karşı direnci zayıflatmaktadır. Türkçülük, İslâmcılık, Azerbaycancılık veya Milliyetçi-Sosyalizm akımı ile liberalizim arasında belli bir ilişki vardır. Liberalizm, bu akımların hepsinin içerisinde yer alacaktır. Azerbaycan’da yenileşmenin ve modernleşmenin  karşılığı liberalizmdir. Siyasî akımlar birbirinden farklı olmasına rağmen sonuçta Azerbaycan bayrağında bütünleşme çabasındadırlar.. Azerbaycan bayrağındaki üç kuşak-renkten biri olan mavi renk Türkçülüğü, kırmızı renk Modernleşmeyi, yeşil renk İslâmcılığı ifade etmektedir.

     Türklerin mavi renge önem vermeleri ile ilgili çeşitli açıklamalar vardır. Türklerin yaptığı anıtların çoğu mavi renklidir, bu açıdan mavi renk sembolik bir mana da taşımaktadır. Bir tanıma göre Mavi renk XIII. yüzyıldaki İlhânîler öneminin azametini, onların zafer yürüyüşlerini de ifade ediyor. Ancak yeni dönemde Türkçülük, esasen “sınırları düşmanlarla çevrili bir bölgede Türk gibi yaşama ve var olma azmi ve iradesi” olarak nitelendirilmektedir.

    (Azerbaycan Güney Kafkasya’daki üç devlet içinde arazi ve nüfus açısından büyük tek Müslüman-Türk devletidir, ayrıca açık şekilde Batıcılaşmaya ve Batı’ya entegre olma yolunda çabası vardır.) Rus, Fars, Ermeni ve aynı zamanda Batı’nın ideolojik-siyasî baskısı bu akımları yapay hale getirmiştir. Her ideoloji içerik bakımından, ulusun ruhunu kapsamamakta ve ulusal çıkarlarla uyuşmamaktaysa ulusal güç unsurlarından destek alamayacaktır.[15]

Azerbaycan bayrağındaki kırmızı renk modernleşmeyi temsil etmiştir. Azerbaycancılık da, yenileşmenin ve Batı ile ilişki kurmanın adı olacaktır.  Yeşil renk İslâm ümmetine, İslâm dinine mensup olmanın işareti anlamına gelmektedir. Türkçülük, İslâmcılık, Azerbaycancılık (Modernleşme-sosyalizmi de kapsayacak biçimde) Azerbaycan ulusçuluğunun esasını oluşturmaktadır. Bu bütünleşmenin ne kadar başarılı olduğu soru konusudur.

     Sovyetler sonrası ve günümüzde bu yeni siyasetler bir birinden ayrı biçimde sunulmaktadır. Biz bu yüzden bu akımları ayrı ayrı ele alacağız. Esasta Liberalizim ile birlikte dört gibi görünmektedir. Ana temelde ise üç siyasî akım halinde mevcuttur. Sosyalizim ile Azerbaycancılık da birleştirilmiştir. Milliyetçi Sosyalizm tasfiye olduktan sonra, Azerbaycan’daki yenileşme ve milliyetçilik hareketi içerisinde yer alan siyasî akımların sayısı üçtür. Liberalizm Batı ilişkili olarak bütün akım ve partileri kapsayacaktır.

    Çar rejiminin ısrarla Türk kelimesini Azerbaycan- Müslüman yabancılaşması için  kullanmasına rağmen, bu kelime her alanda etnik ve dilsel kullanım hakkı kazandı. Resulzade şöyle yazıyordu; “Rus istilasının iyiliği şu oldu ki, Azerbaycanlılar kendilerini içtimai bir vücut, özel kültür tohumlarını taşıyan bir cemiyet yani Ruslardan ayrı bir millet olduklarını hissetmeye ve anlamaya başlamışlardır”.[16]

  Yani Türkçülük, İrancılık ve Rusçuluğa karşı yönelmiş millı bilincin gelişimini, millî kültürün dirilişini ve siyasî idealin gerçekleşmesini amaçlayan siyasî kültürel hareket gibi ortaya çıktı. Böyle bir hareketin ortaya çıkması ilginçte olsa Rus yayılmacılığına yardım etti. Sonuçta, kaynağı Batı veya Rusya kaynaklı libaralizm Azerbaycan’da yenileşme ve milliyetçilik hareketine temel olmuş, siyasî düzeyde üç akım Türkçülük, İslâmcılık ve Azerbaycancılık ortaya çıkmıştır.

Dr. Afgan VELİYEV. 
Sosyolog. Araştırmacı Yazar.
———————————————————————————————————–
[1]      Arif Rehimoğlu, “Satranç Tahtasında Azerbaycan ve Farsistan”, Avrasya Dosyası Dergisi, Sayı; 1, Cilt; 7, Ankara, İlkbahar, 2001, s, 351.

[2]      Tadeusz Swıetochowski, Rusya ve Azerbaycan, Hazar Üniversitesi Yayınları, Bakû, 2000, s, 49.

[3]      XX. Asrın Siyasî Tarihi, (Azerbaycan Devlet Üniversitesi Seminer Notları), Şur Neşriyatı, Bakû, 1995, s, 59.

[41]      Mirza Bala Mehmetzade, Millî Azerbaycan Hareketi, Azerbaycan Kültür Derneği Yayınları, Ankara, 1991, s, 24.

[5]      Süleyman Tekiner, “Azerbaycan’da Fikir Hareketleri” Kafkasya Dergisi, No:17, Aralık, 1952, Münih, s, 18.

[6]      Mirza Bala Mehmetzade, Millî Azerbaycan Hareketi, Azerbaycan Kültür Derneği Yayınları, Ankara, 1991, s, 22.

[7]      “Kaspi” gazetesi05.08.1905, Bakû.

[8]      XX. Asrın Siyasî Tarihi, (Bakû Devlet Üniversitesi Seminer Notları), Şur Neşriyatı Bakû, 1995, s, 60.

[9]      Cengiz Çağla, Azerbaycan’da Milliyetçilik ve Politika, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2002, ss, 74 -75.

[10]      XX. Asrın Siyasî Tarihi, (Bakû Devlet Üniversitesi Seminer Notları), ŞurNeşriyatı, Bakû, 1995, s, 61.

[11]      Cengiz Çağla, Azerbaycan’da Milliyetçilik ve Politika, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2002, s, 77.

[12]      XX. Asrın Siyasî Tarihi, (Bakû Devlet Üniversitesi Seminer Notları), Şur Neşriyatı, Bakû, 1995, s, 61.

[13]      Mehmet Emin Resulzade, Bir Türk Milliyetçisinin Stalinle İhtilâl Hatıraları, Turan Kültür VakfıYayınları, İstanbul, 1997, s, 15.

[14]      Stefanos Yerasimos, Milliyetler ve Sınırlar, İletişim Yayınları, İstanbul, 2002, s, 294.

[15]       Halyeddin İbrahimli, Değişen Avrasya’da Kafkasya, Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi Yayınları, Ankara, 2001, s, 6.

[16]      Nesib Nesibli, “Azerbaycan’ın Millî Kimlik Sorunu”, Avrasya Dosyası Dergisi, Cilt; 7, Sayı; 1, İlkbahar, 2001, Ankara, s, 142 – 143.

Yorumsuz alıntı: Azerbaycan Türk Milliyetçiliği ve Siyasi Liberalizm. Dr. Afgan VELİYEV 25/12/2013 http://www.newsaze.com/dr._afgan_veliyev_azerbaycan_turk_milliyetciligi-l-1-sayfa_id-676-y-418-id2-9706

Bülent Pakman. Kasım 2015. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden yayımlanamaz.

Azerbaycan’da Kimlik ve Dil

YANLIŞ: Türkiye’de Azerbaycan Türklerine “Azeri” konuştukları dile de “Azerice” denmektedir.  Azerbaycan resmi politikasında bu tanımlar  “Azerbaycan Halkı”, “Azerbaycanlı” ve “Azerbaycan’ca”, “Azerbaycan Dili” şeklindedir. Bunlar külliyen yanlıştır.

Bir: Azerbaycan bir coğrafya ismidir, millet değil, Ayrıca soyu bilinen, kendine has dili olan halklar coğrafi adlarla kimliklendirilemezler. 
İki: Azeriler İran’da yaşayan küçük bir etnik topluluktur. Azeri sözcüğü, ilk defa olarak, tarihin en azılı Türk düşmanı Stalin, daha sonra ise hasta beyinli İran-Fars şovenistleri tarafından, Azerbaycanlıların Türklük şuurunu yok etmek, unutturmak için uydurulan sahte bir kimliktir. Eğer Ruslar, Çarlık ve Sovyet dönemlerinde Allah korusun Anadolu ya hakim olsalardı, orada da benzeri şekilde Egeli, Karadenizli ve İzmirli diye uyduruk milletler ve kimlikle yaratmaya çalışırlardı.

DOĞRU:  “Azerbaycan Türkleri” ve “Azerbaycan Türkçesi”.

Kurtlar olur çobanların koyunu
İtten öğrenirse, kendi soyunu
“Azerilik” komunizmin oyunu
Azeri değiliz, Türk oğlu Türk’üz!

Bahtiyar VAHAPZADE

Günlüklerimizde arada Azerice ve Azeri kelimelerinin kullanılmasının sebebi arama motorlarında daha çok o şekilde bulunabilmesindendir.

AZERBAYCAN GÜNLÜKLERİ

Bakü’ye gelmeyi düşünen beyaz yakalı Türk vatandaşlarına yardım için şahsi görüşler yanında bazı bölümleri kaynakları verilmiş yorumlu-yorumsuz alıntılarla derlenmiştir, tenkidi (eleştirel) ya da başka hiç bir amacı yoktur.  Yaşanmakta olan hızlı gelişimler sonucu çok şeyin değişmekte, güncelliğini yitirmekte olduğu da göz önüne alınmalı, burada yazılan herşeyin doğru ve aktüel olduğu düşünülmemelidir.  Kelimelerin çoklu anlamlarında ve ifadelerde tam bilgi sahibi olunmadan değerlendirmeler yapılması da yanlış anlamalara sebep olabilir. 

Başka yerlerde bana ait olarak gösterilen yazılarla ilgim yoktur. Yazılarım sadece buradadır.

IMG_2654Bülent Pakman kimdir  https://bpakman.wordpress.com/pakman/