Kanında Tango Dolaşan Develili

Dilek Pakman’ın yazısı:

Kanında Tango Dolaşan Develili

Arjantinli Develililer adlı yazı dizimizde 1910 yılında başlayan Kayseri Develi’den Arjantin’e göçlerini ele almış, göç nedenlerini açıklamış ve örneklerini vermiştik. Göç edenlerden biri de dünyaca ünlü arp sanatçımız Şirin Pancaroğlu’nun büyük babası Mehmet Sami Pancaroğlu, Pancarın Mehmet olarak da biliniyor. Aile lakabı Tırıklar. Develili başarılı sanatkar ve tüccar Ermeniler yol göstericiliğinde Arjantin’e gitmiş. Orada Develili Ermeni esnafın yanında ticaret becerilerini geliştirmiş. Sonradan Develi’ye dönüp pek çok şeyin tedarik edildiği bir dükkan açmış. Çok sevilen ve saygı duyulan bir ticaret insanı olarak insanların güvenini kazanmış.  Türkiye’ye döndükten sonra aynen benim dedem Ahmet Kösem gibi Develi’den evlenmiş. Eşinin adı Zekiye Türkoğlu (kızlık soyadı). Onunla beraber giden kardeşi Develili Pancarın Bekir’den dizimizin ilk yazısında bahsetmiştik.  O da beraber dönmüş.  Dönüş yolunda 1. Dünya savaşı sürdüğü için olası düşman askeri olacakları göz önüne alınarak Marsilya’da Fransızlar tarafından esir alınmışlar.

Torun ünlü arp sanatçımız 

1968 Ankara doğumlu Şirin Pancaroğlu arp sanatçılığının yanısıra geleneksel Türk müziği, doğaçlama, tango ve avangart türlerindeki çalışmaları ve mizansen içeren performanslarıyla da tanınır. Washington Post gazetesi tarafından “uluslararası ölçekte büyük bir yetenek” olarak nitelendirilmiştir. Aynı zamanda geleneksel Türk müziği, doğaçlama, tango ve avangart türlerindeki çalışmaları ve mizansen içeren performanslarıyla da tanınır. Washington Post gazetesi tarafından “uluslararası ölçekte büyük bir yetenek” olarak nitelendirilmiştir.

Şirin Pancaroğlu İstanbul’da başladığı müzik eğitimini Cenevre Konservatuarı’nda sürdürdü ve İndiana Üniversitesi Müzik Fakültesi’nde yüksek lisansını yaptı. Yirmi yıl yurt dışında kaldıktan sonra 2000 yılında Türkiye’ye döndü. Türkiye’deki pek çok uluslararası festivallerin yanı sıra Fransa, İngiltere, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Danimarka, Sırbistan, Slovenya, Makedonya, Kosovo, İsrail, ABD., Meksika, Brezilya, Hawaii, Japonya, Kore, Singapur ve Malezya’da konserler verdi.

Bir süre Yıldız Teknik Üniversitesi’nde müzik dersleri verdi. Printemps des Arts, Festival de la Harpe en Avesnois, Berlioz Festivali, Trièves ve Chirens Festivalleri, Villeveyrac Müzik Haftaları, Millenium Stage, Imagine New Music Festival, Ebb and Flow Arts Festivali, Edinburgh Uluslararası Arp Festivali, Seduced by the Harp Festivali, Festival del Centro Historico de la Cuidad de Mexico, Kosovo Dam Festivali,Uluslararası Belgrad Arp Festivali, Uluslararası Rio de Janeiro Arp Festivali, Uluslararası Kudüs Ud Festivali, Üsküp Yaz Festivali ve Sound Festivaline solist olarak katıldı.

Sosyal yönü de güçlü olan Pancaroğlu uzun yıllar çocuklar ve yetişkinlerle arp çalmayı öğretti. Çeşitli mesleki yayınlarda ve gazetelerde müzik yazıları yazdı. Dünya Arp Kongresi yönetim kurulu üyesi olan Pancaroğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Takdir Ödülü, 19 Mayıs Üniversitesi “En İyi Virtüoz” Medya Ödülü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği ödüllerine layık görüldü. Arpın Türkiye’deki tanıtımına katkıda bulunmak ve kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla 2007 yılında Arp Sanatı Derneği’nin kuruluşuna öncülük etti ve bu derneğin başkanlığını üstlendi.

Ressam Utku Dervent ile evli olan Şirin Pancaroğlu’nun bir oğlu var.

Farklı soluklardan yorumcu ve bestecilerle yaptığı işbirlikleriyle dikkat çeken Pancaroğlu, müzik tarzlarını birbirinden ayıran tanımları neredeyse ortadan kaldıran, yeni müzik tarzlarına kapı açan bir duruş sergilemektedir.

Güçlü yorumları ve çok yönlü sanatçı kişiliğiyle öne çıkan Pancaroğlu 2010 yılından bu yana rengarenk işbirlikleri içeren “Elişi”, “Cafe Tango” ve “Resonating Universes” başlıklı üç projesiyle turnelere çıktı. Türkiye’ye döndükten sonra, köklerinin izini sürmekte; yerel ile evrensel olanı incelikli bir fikriyat içerisinde buluşturup müzik projelerine yansıtmaktadır. Kayıp bir çalgı olan çengi diriltmek üzere 2007’den bugüne değin süren çalışmalar yaptı. Hem arpı, hem de onun bu topraklardaki tarihsel muadili olan çengi festivaller, albümler ve konserler aracılığıyla farklı kitlelerle buluşturdu.

Pancaroğlu, bu Türkiye’deki tango geleneğini yeniden canlandırmayı hedefleyen “Cafe Tango” albümünü 2014’te yayınlamıştır. 2013’te okuyucu ve besteci Bora Uymaz ile yakın bir çalışma sürecine giren sanatçı, bu işbirliği ekseninde “Çengnağme” ve “Cafe Tango” albümlerini hayata geçirdi. İkili mistik yaklaşımlar temeline oturan “Şimdi Ensemble” ı birlikte kurarak birlikte pek çok konser vermeye başladılar. Bora Uymaz’ın teşviğiyle beste denemelerine başlayan Pancaroğlu, 2014 Amasya Altın Elma Beste Yarışmasında üçüncülük ödülüne layık bulundu.

Pancaroğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Takdir Ödülü, 19 Mayıs Üniversitesi “En İyi Virtüoz” Medya Ödülü ve Çağdaş Gazeteciler Derneği ödüllerine layık görülmüştür.

Şirin Pancaroğlu, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da yakından tanıdığı bir arpist. Pancaroğlu, Arp Sanatı Derneği’nin, 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle marttan bu yana gerçekleştirdiği “Arp ile Her Telden” projesi kapsamında, çok dilli, çok kültürlü, çok sesli etkinliklerle karşımıza çıkıyor.

Klasik müziğin yanı sıra dünya müziklerine olan tutkusunu da sahneye taşıyan Pancaroğlu için sırada büyük bir hayalini hayata geçirmek var. “Cafe Tango”, 15 yıllık bir birikimin, bir rüyanın ürünü.

‘Arp ile Her Telden’ projesi nasıl şekillendi, neyi amaçlıyor ve nasıl gidiyor?

Martta başlayıp aralık sonuna kadar devam edecek olan “Arp ile Her Telden” projesi kapsamında yeni projelerin dünya prömiyerleri, uluslararası buluşmalar, yeni eserlerin siparişlerinin yanı sıra genç Türk arpistlerin çeşitli okullarda verdikleri konserler, atölyeler yer aldı, alıyor. Değişik modülleri olan bir proje bu.

“Arp ile Her Telden” derken, arpın tek bir kültüre ait olmadığını vurgulamak istiyoruz. Yalnızca klasik müzikte yoktur arp, çok değişik geleneksel müziklerde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Hem ruhani hem de dünyevi müziklerde yaşantısı var, modern bir olgu değil bir başka değişle. Projenin amaçlarından biri de arpe yönelik “Klasik Batı müziği enstrümanı” yönündeki algıyı değiştirmek.

‘İstanbul’un Ses Telleri’nin prömiyeri bugün Cemal Reşit Rey’de. İstanbul’a nasıl bir yaklaşım söz konusu?

Yaklaşık bir buçuk yıldır hazırlıkları süren çalışmada, iki kuşaktan bestecilerin gönül penceresinden bakarak semtleri, dokusu, simgeleşmiş mekânları, tarihe mal olmuş motifleri ve gerek habitat gerek metropol kimliği ile İstanbul’a ait farklı sesleri, arpın 47 telinden yeniden duyacağız.,

‘Cafe Tango’, çok da alışık olmadığımız bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Nasıl bir hikâyesi var?

Dünya prömiyeri 25 Aralık’ta İş Sanat Sahnesi’nde gerçekleşecek olan “Cafe Tango”, benim 15 yıllık rüyam aslında. Uzun zamandır çok ciddi bir şekilde tango dinliyorum ve Arjantinlilerle de yakınlıklarım oldu. Bir de Arjantin, bizim aile geçmişimizde var.

Büyükbabam, Ermenilerin Türkiye’den büyük göçleri sırasında, Ermeni olmamakla birlikte, en yakınları Ermeni olduğu için onlarla birlikte Kayseri Develi’den 18 yaşında Arjantin’e göç etmiş. Orada yaklaşık 10 yıl kaldıktan sonra evlenmek üzere Ankara’ya yerleşmiş. Dedemi tanımamakla birlikte, hep merak etmiştim Buenos Aires’i ve o kültürü…

Birkaç yıl önce de, Brezilya’da bir konserimde, tango çalmıştık. O sırada yanıma Arjantinli bir dinleyici geldi ve “Sizin kanınızda tango var” dedi. Kanımda nasıl olabilir tango derken, dedemden “bulaşmış” olabileceğini düşündüm. Tüm bunları biriktirdim ve şimdi, nihayet, 15 yıllık rüyamı hayata geçiriyoruz.

“Cafe Tango”da eskiden yeniye uzanan zengin bir yelpazede sözlü, enstrümantal ve danslı tangolar yer alacak. Valslerden, milongalara, tangolardan candombe’ye kadar türlerin çok renkliliğinde canlanan hayali cafede, farklı kulvarlarda müzik yapan müzisyenler buluşacak.

Kimdir bu müzisyenler?

İstanbul’da yaşayan Arjantinli gitarist Ricardo Moyano ve bandoneon üstadı Carlos Gustavo Battistessa, flütist Elif Yurdakul ile viyolacı Evrim Baştaş, arpist Meriç Dönük bir yanda, Türkçe tangolarda ses sanatçısı Dilek Türkan, basta Yaz Baltacıgilve danslarda Melin & Selim çifti, minimal teatral öğeler içeren bu çok hareketli dinletide yerlerini alıyorlar.

Salgan, Piazzolla, Discepolo, Bardi, Gardel ve Pugliese’nin tangolarının yanı sıra unutulmaz Türkçe sözlü tangolar var. Cafe Tango’nun içinde aynı zamanda tangonun tarihi de var. Çok farklı derinlikleri de var. 7 kişilik bir orkestrayız ve kimi zaman hep beraber çalıyoruz, kimi zaman 2, kimi zaman 3 kişi beraber çalıyor.

Kaynaklar:

Kanında tango dolaşıyor. Cumhuriyet. 19 Aralık 2010 http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/205994/Kaninda_tango_dolasiyor.html

Develili bir arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu. Kadir Özdamarlar. Haber Kayseri. 07 Eylül 2016. http://www.kayseriehaber.com/develili-bir-arp-sanatcisi-sirin-pancaroglu-makale,3591.html

Sayın Şirin Pancaroğlu’ndan alınan özel bilgiler.

Dilek Pakman. Mayıs 2019  

Konuyla ilgili Dilek Pakman’ın tüm yazıları: