Türk Piramitleri

Çin Halk Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kalan Xian (Şian) şehrine 100 km uzaklıkta Qin Ling Dağlarında  M.Ö. 15.000 civarında yapıldığı düşünülen 300 metre yüksekliğinde dünyanın en büyük piramidi bulunmaktadır. Buna “Beyaz Piramit” denilmektedir. Bu piramidden başka 100 adet irili ufaklı höyük de bulunmaktadır. Dünyadaki en büyük piramit Mısırdaki Keops değil, Çin’deki bu Beyaz Piramit’tir. Bu piramitlerin Mısır piramitlerinden farkı, Mısır piramitlerinden yaklaşık olarak 2 kat daha büyük olmaları ama araştırılmamış olmalarıdır. Bu piramitlerin Mu adlı kağan zamanının Uygurlarına ait olduğuna da dair bazı varsayımlar vardır. “Türk piramitleri” denilen bu piramitlerin keşfi konusunda birçok iddia bulunuyor. Bunların arasında en yaygın olanı ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerikalı C-54 yardım uçağı pilotu James Gaussman’ın Hindistan’dan Çin’e uçarken piramitleri gördüğüne dair iddialar.Gausman gördüğü şeyi şöyle anlatır, “Düz bir ovanın üzerinde uçuyordum. Tam altımızda çok büyük, beyaz bir Piramit vardı. Piramit metal ya da bir çeşit taştan imal edilmiş gibi duruyordu. Dört tarafı saf beyazdı. En muhteşem yeri tepesindeki taştı, elmasa benzer büyük bir parçaydı.”

Gaussman’ın iddialarının aslında Trans World Havayolları’nın Uzak Doğu yöneticisi Binbaşı Maurice Shehan’a ait olduğu düşünülüyor. Shehan 28 Mart, 1947 tarihli The New York Times gazetesinde piramidi gördüğünü açıklamıştır. Sheahan’ın bahsettiği piramit daha sonra The New York Sunday News’ın 30 Mart, 1947 sayısında fotografıyla görünür. Bu fotoğraf’ın daha sonra James Gaussman tarafından çekildiği söylenmiştir. Gaussman’ın bölgedeki piramitleri görmesinin ardından Alman araştırmacı yazar Hartwig HausDorf bölgeye giderek piramitler hakkında birçok materyal toplamış.

Araştırmacı yazar Oktan Keleş, Hausdorf’un bu piramitlerde, ön Türklere ait “yazılar ve çok değişik mumyalar olduğunu” söylediğini, ancak bunları delillendiremediği için bilgilerinin kuşkuyla karşılandığını belirtiyor. Piramitlerin sayısının irili ufaklı 100 civarında olduğu belirtilirken, söz konusu piramitlerin kime ait olduğu ve içindekiler hakkında kesin bilgi bulunmuyor.

“Beyaz piramitler”, “Türk piramidi” diye de anılan Çin piramitleri hakkında araştırmalarda bulunan ve piramitlerin içine giren ilk Türk araştırmacı yazar Oktan Keleş, piramitlerdeki materyallerin Türk tarihi açısından büyük önem arz ettiğini ve “bütün ezberleri bozacak kadar dünya tarihi açısından önemli olduğunu” söyledi.
Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Buradaki materyaller konunun uzmanları tarafından incelendiğinde şunu söyleyebiliriz: Tarihin tekrar yazılması gerekebilir” dedi. Keleş, bölgeye daha önce de araştırma yapmak için başkalarının gittiğini ancak araştırmacıların görüntü almasına izin verilmediğini ve şimdi yayımlanan fotoğrafların, “şu ana kadar yayımlananlar arasında bir ilk” olduğunu vurguladı.Yaşlı bir Çinli rehberliğinde piramitlerin iç kısımlarına girdiklerini belirten Keleş, piramitlerin içinde Türklere ait olduğunu düşündükleri sembol, heykel ve tabletler olduğunu kaydetti.Keleş, kendilerinin ortaya koyduğu deliller karşısında Çinli yetkililerin, “Eski dönemlerde Uygurlar, Çinliler adına paralı asker olarak görev yapıyorlardı. Buradaki semboller ve işaretler onlardan kalma” dediğini aktardı ve “Bu düşünce tabii kendilerine ait” diye konuştu.

Piramitlere giderken ve piramitlerin içinde yaşananları aktaran Oktan Keleş, yaşlı bir Çinli rehber eşliğinde piramitlere yakın bir yerden doğal bir mağaranın içerisinde girdiklerini ve karanlıkta 40-50 metre kadar yürüdüklerini anlatarak, “Mağarada 3 kanallı bir girişe geldik. Sonra dikey bir yerden 7-8 metre aşağı kaydık. Geniş bir alana geldiğimizde Çinli rehber bize ‘Piramidin içindeyiz’ dedi” diye konuştu.
Keleş, piramidin tabii bir oluşumun üzerine inşa edildiğini belirtti ve Çinli rehber eşliğinde bir mezar odasına ulaşıldığını aktardı.

Mezar odasında yerde boyu 2 metreye yakın bir mumya olduğunu belirten Keleş, mumyanın başında bulunan bir kayada çeşitli işaret ve yazıların yanı sıra “ay yıldız, kurt başları” gördüklerini söyledi. Bunları yandaki fotoğraflarda görebilirsiniz. Lütfen önce üzerini tıklayarak büyütün. Keleş, alana ışık tutulduğunda “şoke olduklarını” ve “3 metre boylarında, muhtemelen granit taştan yapılma bir baş heykeli” ile karşılaştıklarını kaydetti.

Keleş, heykelin üst kısmında çift boynuza benzer bir objenin bulunduğunu, kafasının ortasında da bir “ay-yıldız” simgesinin göze çarptığını anlattı. Heykelin yanında da kucağında çocuk olan başka bir kadın heykelinin ve yerde bir mumyanın bulunduğunu belirten Keleş, şöyle devam etti: “İhtiyar Çinli, dizlerinin üzerine çöküp bir şeyler mırıldanıyor. Gördüğümüz mumya bir erkeğe ait. 30 sene kadar önce yüzü daha net seçiliyormuş hatta ayaklarında çizmeye benzer şeyler olduğunu söylüyor, yaşlı Çinli. İçeride yaklaşık 7-8 dakika kadar kaldık ki, ihtiyar Çinli acele çıkmamız gerektiğini işaret ediyor. Biz biraz daha kalıp, etrafı iyice incelemek istiyoruz. Yaşlı Çinli sertleşiyor, teklifimizi kabul etmiyor. Aşağı doğru merdivenle inilen bir yer görüyoruz ve oraya inmek istiyoruz. Yaşlı Çinli, ‘oraya inişin çok zor olduğunu, indikten sonra çıkışın daha da zor olduğunu, buradan acele çıkmamız gerektiğini’ söylüyor. Çinli’nin bu kadar telaşlı olmasından ve sinirlenmesinden dolayı aşağı inemedik. Ancak fenerle şöyle etrafı bir taradığımızda, duvarlarda yazılar ve şekillerle üst üste dizilmiş ve birbirlerine yapışmış tabletleri gördük daha fazlasını seçemedik.

Keleş, yaşlı Çinlinin verdiği bilgiye göre, mumyanın yüzünün önceden daha net olduğunu, ancak zaman içerisinde köylülerin mumyanın bazı parçalarını koparması nedeniyle bozulmaya başladığını söyledi.

Çift boynuzlu granit taştan üç metrelik baş figürünü sorduklarında ise şaşırtıcı bir cevap aldıklarını belirten Oktan Keleş, Çinli’nin “O sizin atanız Oğuz Kağan’ın temsili suretidir” dediğini nakletti.

Keleş, Çinli’nin piramidin alt kısmında başka bir mumya olduğunu ve onun hiç bozulmadığını ileri sürdüğünü, ayrıca var olan binlerce tabletten bazılarının zaman içerisinde aşınarak birbirine yapıştığını söylediğini aktardı.

Piramitlerin bulunduğu bölgenin yasak olduğuna dair söylentilerin sorulması üzerine Keleş, bölgenin tamamen yasaklanmış bir bölge olmadığını, ancak içeride araştırma ve çekim yapmak konusunda izin verilmediğini belirtti.

Keleş, özellikle Alman bilim adamlarının yaptığı çalışmaların “oldukça önemli” olduğunu, ellerinde bazı bilgiler olmakla beraber görüntü olarak kanıt sunamadıklarını vurgulayarak, “Bildiğimiz kadarıyla bizim yayımladığımız görüntüler bu alanda en kapsamlı görüntüler olma özelliğine sahiptir” diye konuştu.

29 Haziran 2002 tarihli Ceviz Kabuğu TV Programına telefonla bağlanan Sağlık eski Bakanı Halil Şıvgın şunları anlatıyor: “1984 yılında … Çin’i ziyaretim sırasında Turfan’a götürdüler…Orada bizi gezdirirken mumya bulduklarını söylediler ve biz mumyaları gördük. O gördüğümüz mumyaların Mısır’daki mumyalardan çok farklı olduğunu ifade ettiler, yani teknoloji olarak, yapımı olarak Mısır’daki mumyaların önünde olduğunu... Bu mumyalardaki üstünlüğü bilim adamları ortaya koymaya başladılar. Bilim adamlarının ortaya koydukları bir gerçek var ki, ilk defa mumya kültürünün Türkler’den geliştiği ortaya çıkıyor. Bundan dolayı da ben …”Mısır’daki medeniyet Türk Medeniyetidir” tezine iştirak ediyorum…

Aynı programa katılan araştırmacı yazar Turgay Tüfekçioğlu ekliyor : “… Bakın, buradaki Urumçi’de teşhir edilen mumyalardan ilk birincisi 55 yaşında ve Milât’tan önce 1000, yani günümüzden 3000 yıllık. Bir başkası gene 1600, en yaşlı olarak da işte bu “Lolan” denilen bayan mumyası var, Doğum’dan (Milattan) önce 2000 bu, yani 4000. şimdi en büyük özelliği iç organlarının çıkartılmamış olması. Başka?.. Şu andaki mumyaların durumu Mısır mumyalarına nazaran çok daha iyi olması…Dahası, bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş. Amerikalı doktorların tespiti, dünyada ilk ameliyat veya operasyonlardan bir tanesi olarak
kabul ediliyor. Dahası var; burada kumaş ekose ve boyalı ve Doğum’dan
(Milattan) önce 2000′i konuşuyoruz, günümüzden 4000 sene öncesini konuşuyoruz.”  Şıvgın  tekrar söz alıyor ve diyor ki: “Gazi Yaşargil’le İsviçre’de aşağı yukarı 13-14 yıl önce bu konuyu tartıştım… Dedi ki, “Biz buradan bir bilim heyetiyle oraya gittik, o tarafa gittik ve bazı kazıları biz de inceledik. Yapmış olduğumuz çalışmalarda, Türkler’in çok öncelerde, bizim şu anda yapmakta olduğumuz beyin ameliyatlarını yaptıklarını tespit ettik” dedi. Hatta dedi, ben orada Türkler’in yapmış oldukları ameliyatlarla ilgili aletlerden bir tanesini aldım, günümüze uyarladım, o alet benim adımla anılıyor dedi beyin ameliyatında. Yani, Gazi Yaşargil’in adıyla anılıyor.

Burada gördüğünüz mumya resimleri Uygur Türklerinin yaşadığı Çin sınırları içinde kalan Sincan eyaletinin Tarım havzasında bulunan onlarca mumyadan sadece birine ait ve 3800 yaşında. Mumya çok iyi durumda, yarı açık gözlerindeki uzun kirpikleri düzgün biçimde korunmuş ve çok iyi durumdaki uzun saçları omuzlarına düşüyor.  Yandaki resim ise mumyanın bilgisayar ile canlandırılmış hali. Bu mumyaların Çinlilerle hiçbir ilgisi olmadığı aşikar.    Bu insanlar Çinlilerden çok önce yaşamışlar  ve görünümüyle Kafkasyalı insanlara benzerlik gösteriyorlar. Bu iki unsur, Çin’in bulunduğu topraklardaki ilk yerleşimcilerin Mu kıtasından geldikleri ve Türk ve Avrupalıların atası olduklar teorisini güçlendiriyor.  Mumyalarla birlikte bulunan bronz ve koyun kemiğinden yapılma eşyalara bakılırsa, Mu’lular metalürji alanındaki teknolojilerini Orta Asya’ya getirmişler.

2007 yılında, Çin hükümeti National Geographic Topluluğu’nun yürüttüğü gen araştırmasına izin verdi. Yapılan araştırmanın sonunda, mumyaların Avrupa, Mezopotamya, İndus Nehri bölgesi ve henüz belirlenmeyen diğer bölgelerden geldikleri anlaşıldı. Bu belirlenemeyen diğer bölgenin MU kıtası olması muhtemel.

Daha da ilginci, bazı mumyalar, üzerlerine dokuma kumaş giydirilerek gömülmüştü. Bu kumaşlar, İskoçya’nın kuzeyindeki yaşayan klanların ölülerini gömerken giydirdikleri ekoseli kumaşa çok büyük benzerlik gösteriyordu. Ancak ilginç detaylar bununla bitmedi.

Bazı erkek ve kadın mumyalarda, şaman olduklarını kanısını güçlendiren uçları uzun şapkalar bulundu. Bu şapkalar, tıpkı Oz Büyücüsü filmindeki cadı şapkasının benzeriydi. Bu mumyaların giysi ve çantalarında, hint keneviri dahil olmak üzere tedavi amaçlı kullanılan bitkiler çıktı. Ayrıca, tılsımlar ve ayinlerde kullanıldığı düşünülen renkli çubuklar ortaya çıkarıldı.

Tüm bunlardan çok daha fazla gizeme sahip Tarım mumyaları, Pekin hükümetinin fazla üzerine gidilmesini istemediği antik eserler durumunda. Pekin’in bu konudan fazla bahsedilmemesini istemesinin bir diğer sebebi de,  Türklerinin mumyaları sahiplenmesinden korkmaları. Ama boşuna korkuyorlar, biz kılımızı kıpırdatma niyetinde değiliz. Lolan Güzeli ile ilgili diğer bilgileri okumak için lütfen tıklayın.

Tarım piramit ve mumyalarını burada bırakalım ve gelelim dünyanın diğer taraflarındaki piramitlere:  Meksika’da Uxmal, Bolivya’da Tiahuanaco piramitleri de yeterince araştırılamamış yapılardandır. Dünya üzerinde nasıl yapıldığı anlaşılamamış pek çok piramit vardır. Bunların bazılarının Türk’lere ait olduğuna dair bazı araştırmalar olsa da, o dönemdeki tarihsel kayıtlar çok yeterli değildir.

Kaynaklar:

Bülent Pakman. Mayıs 2014. İzin alınmadan, aktif link verilmeden yayımlanamaz, alıntı yapılamaz.

Facebook Widgets

kara 2Bülent Pakman kimdir?

6 Responses to Türk Piramitleri

  1. Barış dedi ki:

    Tüm tarihimiz, topraklarımız ötekilerin işgali altında, buradan çıkan yazıtlara vs. ne oldu dersiniz?

    Beğen

    • bpakman dedi ki:

      Bilinmiyor. Çinlilerin ödleri patlıyor. Dünya Türklerin tarihini dolayısıyla büyüklüğünü öğrenecek diye. Ruslar böyle yapmadı. Ruslar Türk topraklarını işgal ettikleri sürede hiç olmazsa bilim adamları bir hayli araştırma yaptılar. O sayede Ön Türklerin tarihini biraz bilebiliyoruz.

      Beğen

  2. bpakman dedi ki:

    Yörük Türkmen Dernekleri bu yazımı kopyalamış ancak link vermemiş.

    Beğen

  3. veysel dedi ki:

    Merhaba, bu yazınızı ‘Göbekli Tepe ve MU’ ile ilgili yazdığım kitap da Link vererek yüksek müsaadeniz ile kullanmak istiyorum.

    Beğen

  4. Geri bildirim: Gizlenen Beyaz Türk Piramitleri - Farklı Konsept

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.