Mustafa Kemal’i saf dışı etmek

ÖNCESİNİ OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN:

Millî Mücadele Kahramanları Arasında Görüş Ayrılıkları

Atatürk’ün silah arkadaşları

1921 Anayasasına göre Meclis her iki yılda bir seçim yapmak zorundaydı Meclis 23 Nisan 1920’de açıldığına göre, seçimleri yenilemenin zamanı gelmişti. Doğal olarak da seçimlere gidildi. Gazi, bu Meclis’ten kurtuluyor gibiydi. Seçimler sonucunda gelecek olan 2. Meclisin ne ölçüde cumhuriyetten yana bir tavır sergileyeceğinin bir garantisi yoktu ama, başka çaresi de yoktu ve bu seçimlerin yapılması zorunluluğu ayrıca bir anayasa emriydi.
Ertesi gün Gazi’nin 128 arkadaşı, yeni seçimlere gidilmesi için Meclis Başkanlığına önerge sunuyorlardı. O günkü Anayasaya göre her iki yılda bir seçim yapılıyordu. Meclis dönemini doldurmuştu. Gazi de, bu krizi ancak böyle atlatabileceğini hesapladı ve düğmeye bastı.
Muhalif kanat ve komutanlar, bu seçimler yüzünden Mustafa Kemal’i ellerinden kaçırdıklarını anlamakta gecikmediler:
“Ya gelecek Meclis, Kemalist olursa!”
O zaman cumhuriyetin önüne geçilmesi katiyen mümkün olamazdı.
Bunun verdiği panikle, inanılmaz bir planı uygulamaya koydular: “Mustafa Kemal’i Meclise sokmayalım!”
“-Bu nasıl olabilir ki?”
“-Seçim kanununu değiştirerek”
Muhalif kanadın üç milletvekili Erzurum Milletvekili Necati Bey, Samsun Milletvekili Emin Bey, Mersin Milletvekili Albay emeklisi Çolak Selahattin Bey seçim kanunu değişiklik önergesi” hazırladılar. Eğer bu önerge yasalaşsaydı, Mustafa Kemal milletvekili seçilemeyecekti. O zaman da ne cumhuriyet, ne bağımsızlık, ne laiklik, ne de devrimler. …Bu konuda daha çok fikir yürütmek bile abes.
Seçim kanununda değişiklik isteyenlerin önerileri şunlardı:
1. “Bundan böyle milletvekili adayı, adaylığını koyduğu yerde en az beş seneden beri oturuyor olmalı.”

Mustafa Kemal, yaşamı boyunca o cephe, bu cephe koşturmaktan, hiçbir yerde değil beş yıl, beş ay bile sürekli oturamamıştı. Belli ki bu maddenin hedefiydi.

2. “ Milletvekili adayının doğum yeri, Misak-ı Millinin sınırları içinde olmalıdır!…”

Selanik, Misak-ı Milli dışında kalmıştı.

Bu her iki madde de Mustafa Kemal’i hedef almıştı. Hedef belliydi. Bu yasa özel olarak kendisi için hazırlanmaktaydı. Hem de en yakın silah arkadaşları tarafından.
Bu önerge TBMM Başkanlık Divanına verildi. Oturumu Halide Edip Adıvar’ın eşi Dr. Adnan Adıvar yönetiyordu. O da muhalefet yapan İttihatçı kanadın liderlerindendi. Bir önerge verilmiştir. İncelenmek üzere ilgili ihtisas komisyonuna havale ediyorum”, dedi.
Gazi derhal söz istedi. “”Bu önerge şahsımla ilgilidir. Ben TBMM’nin başkanıyım. Benimle ilgili bir önergeyi millet bilmek ister.””
Kürsüye zorla çıktı ve avaz avaz:
Bugüne kadar ne yaptıysam, Türklük adına, İslâm adına yaptığıma ve iyi şeyler yaptığıma inanıyordum. …Kendi kurduğum meclisten, sayıları üç-beş de olsa milletvekilinin çıkıp da beni en doğal yurttaşlık haklarımdan, seçme-seçilme haklarımdan mahrum etmeye çalışacağını, cephelerde gırtlak gırtlağa savaştığım düşmanlarımdan bile beklemezdim…. Ne yazık ki doğum yerim, bugünkü sınırlar dışında kalmış bulunuyor; ayrıca herhangi bir seçim bölgesinde de beş yıl oturmuş değilim…. Ancak bilmelisiniz ki, Selanik tek kurşun atılmadan Yunan’a teslim edildiğinde ben bir başka yurt köşesini savunmak üzere Derne’de, Bingazi’de, Trablusgarp cephesinde savaşıyordum…. Eğer bu efendilerin dediği gibi, bir yerde beş yıl oturuyor olsaydım, o zaman Bitlis’’i Muş’’u alarak Diyarbakır’’a dayanan Rus’un karşısına geçip bu şehirlerimizi kurtaramazdım. …O zaman Çanakkale’de, Anafartalar’da, Arıburnu’nda olmamaklığım gerekirdi. O zaman Filistin’de, Halep’te, Suriye’de olamaz, bugünkü Suriye sınırımızı eylemli olarak çizemezdim. O zaman Sakarya’da, Afyon’da, Dumlupınar’da olamazdım. Ama eğer ben oralarda olamasaydım, korkarım bu efendilerin de doğum yerleri Misak-ı Millinin sınırları dışında kalırdı. …Şimdi bu efendilere soruyorum: Bu efendiler seçim bölgelerindeki halkın ciddî olarak düşünce ve duygularını mı dile getiriyorlar? Yani, millet bu efendilerle aynı düşüncede midir?
Efendiler! Beni yurttaşlık haklarından yoksun kılma yetkisi, bu efendilere nereden verilmiştir? Bu kürsüden resmî olarak size ve bu efendilerin seçim bölgelerindeki halka ve bütün millete soruyorum ve cevap istiyorum.” (Bakınız. Nutuk, sayfa 657)

Gazi, hışımla kürsüden inmişti. Sonradan ne olduğunu ise Ord. Prof. Dr. Hıfzı Velded Velidedeoğlu, “Üç Devir” adlı kitabında çok canlı olarak anlatacaktır. O günlerde Hukuk Fakültesinde öğrenci ve aynı zamanda Mecliste Zabıt Kâtibi olarak çalışan Velidedeoğlu’nun anlatımıyla, tüm Türkiye Mustafa Kemal’ine sahip çıkmış, çuvallar dolusu çektikleri telgraflarla, onu paylaşamamışlardı.
Örneğin, dadaşlar: “ “Paşam, sen Selanikli olduğun kadar Erzurumlusan. Ko adaylığını Erzurumdan, seni buradan Meclise sokak!”” diyorlardı.
Sonunda Ankara’nın Bala ilçesinden milletvekili seçilecek ve böylece Meclise girecekti. Milletin baskısı öylesine baskın çıkacaktı ki, bu öneri amacına ulaşamayacaktı.

Maltepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç’in 80. YILINDA BÜYÜK NUTUK’undan (Söylev)  alıntıyla derlenmiştir. 

DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN: Topal Osman Ağa Olayı

Bülent Pakman. Mart 2015. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntılanamaz.

Yazı dizisine ait tüm yazılarımız:

Bakü Ofis 2011Bülent Pakman kimdir https://bpakman.wordpress.com/pakman/

7 Responses to Mustafa Kemal’i saf dışı etmek

  1. Geri bildirim: Sakarya Meydan Savaşı | Pakman World

  2. Geri bildirim: Kara örtü | Pakman World

  3. Geri bildirim: Osmanlı’nın Milli Mücadele’ye İhaneti | Pakman World

  4. Geri bildirim: Kurtuluş Savaşına Sovyetler ne katkıda bulundu? | Pakman World

  5. Geri bildirim: Vahdettin kimdir | Pakman World

  6. Geri bildirim: Atatürk’ün devraldığı ülkenin hali | Pakman World

  7. Geri bildirim: Vatan Haini İskilipli Atıf | Pakman World

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.